Examples of using "Przyjaciółmi" in a sentence and their turkish translations:
Biz arkadaştık.
Biz eski arkadaşız.
Arkadaşlarımsınız.
Biz her zaman arkadaş olacağız.
Biz arkadaşlar değiliz.
Biz arkadaş değil miyiz?
Onlar benim arkadaşlarım.
Biz çok iyi arkadaşız.
Onlar iyi arkadaş kaldı.
Arkadaşlarımsınız.
Biz hemen arkadaş olduk.
Biz iyi arkadaşlar olduk.
Arkadaş olduğumuzu söyledin.
Onlar gerçekten arkadaş mı ya?
- Tom ve ben arkadaşız.
- Tom'la biz arkadaşız.
Onlar bizim en sevgili arkadaşlarımız.
Arkadaşlarımla buraya gelirdim.
Biz üç yıldır arkadaşız.
Arkadaşlarla birlikte bir bira içmek için gittim.
Onlar gerçekten arkadaş mı?
Tom arkadaşlarıyla yüzmeye gitti.
- Tom ve Mary arkadaşlardı.
- Tom ve Mary dostlardı.
Dün arkadaşlarımla buluştum.
Onlardan bazıları benim arkadaşlarım.
Tom ve ben sadece arkadaşız.
- Onlar gerçekten arkadaş mı?
- Gerçekten arkadaşlar mı?
Neden dışarı çıkıp arkadaşlarınızla oynamıyorsunuz?
Tom ve ben iyi arkadaşlarız.
Tom ve Mary yakın arkadaşlardı.
Tom ve Mary en iyi arkadaşlardı.
John ve Peter ayrılmaz arkadaşlar.
Macedonya ve Bulgaristan arkadaş değildir.
Ayrıca Piotr ve Lech de iyi arkadaşlardır.
Tom, Mary ile arkadaş oldu.
Tom ve Mary yakın arkadaşlardı.
Sen beni arkadaşlarımın önünde utandırmak mı istiyorsun?
Sen arkadaşlarımın önünde benimle alay etmek mi istiyorsun?
Hâlâ arkadaş olabileceğimizi umuyorum.
Sanırım iyi arkadaşlar olabiliriz.
Tom ve Mary o sırada arkadaş değildiler.
Tom ve Mary iyi arkadaşlar olmalı.
Tom ve Mary bizim en iyi arkadaşlarımız.
Tom ve Mary de benim arkadaşlarım.
Tom ve Mary'nin arkadaş olacaklarını sanmıyorum.
Mary'ye yalnızca arkadaş olmak istediğimi söyledim.
Ben hâlâ arkadaş olabileceğimizi umuyordum.
Haftada bir kez, o, arkadaşları ile tenis oynar.
Mary'ye sadece arkadaş olmak istediğimi söyledim.
Arkadaşlarıyla on günlük bir Avrupa gezisine çıktı.
Tom, Mary ve diğer üç arkadaşı ile daireyi paylaştı.
Arkadaşlarıyla konuştuktan sonra kendisini daha iyi hissetti.
- Mike ve Ken arkadaştırlar.
- Mike ve Ken arkadaşlar.
Tom ve arkadaşları kovboylar ve Hintliler oynadı.
O, arkadaşlarıyla tenis oynayacak.
Tom ve Mary arkadaştan daha ileriler.
Ben ve arkadaşlarımla kart oynamaktan hoşlanmadığına inanamıyorum.