Examples of using "Wziąć" in a sentence and their turkish translations:
Duş almam gerekiyor.
Ben bir duş alacağım.
Bazı ilaçlar almam gerekiyor.
Parayı almalıydım.
Yanımda bir şemsiye almama gerek yoktu.
Lütfen derin bir nefes al.
Şimdi gidip duş alacağım.
Gidip paltonu alacağım.
Bir kamera getirmeyi unutma.
Çantamı almayı unuttum.
O, ona parayı alması için nasihat etti.
Tom bir duş almak istedi.
Gerçekten bunların hepsini alabilir miyiz?
Gerçekten bunların hepsini alabilir miyim?
Onu almam gerektiğini düşünüyor musun?
Onu getirmeyi unutma, tamam mı?
- Tom'un bunu almasına izin verme.
- Tom'un bunu almasına izin vermeyin.
Bunu göz önüne almak zorundasın.
Tom bir gün izin almaya karar verdi.
Olimpiyat Oyunları'nda yer almak istiyorlar.
Ya da bu larvalardan biraz alıp
Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.
Programı dikkate almalıydık.
Sağlık sigortası kartımı getirmeyi unuttum.
Bunu yanımda alabilir miyim?
Biz evlenecektik ama bunun aleyhinde karar verdik.
Birçok etken düşünülmelidir.
Bu ifadenin etrafına parantezler koymalısın.
Diğerlerine karşı onun tarafını seçmeye karar verdim.
Ben boşanmayı hayal bile edemiyorum.
Birisi suçu üstlenmeli.
Belki birkaç gün izin almalısın.
Bu ifadeyi parantezler içine koymalısın.
Tom tenis raketini getirmeyi unuttu.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
Başkan azınlık görüşünü düşünmeli.
Bugün duş almak için zamanım yoktu.
Tom yarışmaya girmeyi planlıyor, değil mi?
Giderken şemsiyeni almayı unutma.
Bu tehlikeli deneye katılmak ister misiniz?
Eğer istiyorsan arabamı kullanabilirsin.
Tom sorunlarla kendisi ilgilenmeye karar verdi.
Onun gururu onun parayı almasına izin vermedi.
Tom, Mary'yi Boston'a yanında götürmek istedi.
Tom'u getirebilir miyiz?
Benim en büyük endişem, bir sonraki yemeğimin nereden geleceği hakkındadır.
20 dakika sonra sabrım tükendi ve duş almaya gittim.
Az önce kendi ekipmanımı getirmem gerektiğini söyledim.
Tom ve Mary evlenmek için çok gençler.
Beğen ya da beğenme, bu ilacı almak zorundasın.
Ya da larvalardan biraz alıp onları yem olarak kullanır
- Biz onun gençliğini hesaba katmalıyız.
- Biz onun gençliğini göz önüne almalıyız.
"Neden Japonya'ya gidiyorsun?" "Tokyo'daki bir konferansa katılmak için."
Tom son treni kaçırdı ve eve gitmek için taksiye binmek zorunda kaldı.
Yorgun görünüyorsun dostum. Bence senin yazmaya ara vermen gerekiyor.