Translation of "Pomoże" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Pomoże" in a sentence and their turkish translations:

- Powiedział, że mi pomoże.
- Powiedziała, że mi pomoże.

O bana yardım edeceğini söyledi.

Ojciec mi pomoże.

Babam bana yardım edecek.

Tom nie pomoże.

Tom yardım etmeyecek.

Czy ktoś pomoże?

- Biri yardım edebilir mi?
- Yardım edebilecek biri var mı?

To samo pomoże tutaj.

Burada da aynı şey işe yarayacak.

Pomoże to wielu ludziom.

Bu birçok kişiye yardımcı olacak.

On ci nie pomoże.

O size yardımcı olamaz.

Nikt mi nie pomoże?

Lütfen, biri bana yardım edebilir mi?

Mary pomoże nam jutro.

Mary yarın bize yardımcı olacak.

To ci nie pomoże.

Bu size yardımcı olmaz.

Myślisz, że to pomoże?

Bunun bir fark yaratacağını düşünüyor musun?

Zobaczmy, czy to pomoże.

Bunun yardımcı olup olmayacağını görelim.

Dlaczego Tom nie pomoże?

Tom niçin yardım etmeyecek?

Nie wątpię, że mi pomoże.

Bana yardım edeceğinden şüphem yok.

Pomoże ci, jeśli go poprosisz.

İstersen o sana yardımcı olur.

W jaki sposób to pomoże?

O nasıl yardım edecek?

Tom obiecał, że mi pomoże.

Tom yardımcı olacağına bana söz verdi.

Pozwól, że Tom ci pomoże.

Tom'un sana yardım etmesine izin ver.

Tom obiecał, że pomoże Mary.

Tom Mary'ye yardım edeceğine söz verdi.

Potrzebuję kogoś, kto mi pomoże.

Bana yardım edecek birine ihtiyacım var.

Pomoże to wielu ludziom. Dobra robota!

Bu birçok kişiye yardımcı olacak. İyi işti.

Wzrok nie pomoże mu ich złapać.

Onları görerek yakalayamaz.

Nie oczekuj, że ktoś ci pomoże.

Kimsenin sana yardım etmesini bekleme.

Nie sądzę, że ktokolwiek ci pomoże.

Birinin sana yardımcı olacağını sanmıyorum.

Dlaczego myślisz, że Tom nie pomoże?

Tom'un yardım etmeyeceğini sana düşündüren ne?

Może Tom nam pomoże znaleźć Mary.

Belki Tom Mary'yi bulmamıza yardım edecek.

Naprawdę myślisz, że Tom nam pomoże?

- Gerçekten Tom'un bize yardım edeceğini düşünüyor musun?
- Gerçekten Tom'un bize yardım edeceğini mi düşünüyorsun?

Nadal myślę, że Tom nam pomoże.

Hala Tom'un bize yardımcı olacağını düşünüyorum.

Kto pomoże mi pozmywać te naczynia?

Bu bulaşıkları yıkamama kim yardım edecek?

Tom liczy, że Mary mu pomoże.

Tom Mary'nin ona yardım edeceğine güveniyor.

Nie wiedziałem, że Tom nam pomoże.

Tom'un bize yardım edeceğini bilmiyordum.

- Powinieneś założyć, że Tom wcale nam nie pomoże.
- Powinnaś założyć, że Tom wcale nam nie pomoże.

Tom'un bize hiç yardım etmeyeceğini farz etmelisin.

Pomoże im to wydostać się z rafy...

Yüksek gelgit, resifi aşmalarına yardımcı olur.

Nie podziała zbyt długo, ale... trochę pomoże.

Bu çok uzun süre işe yaramayacaktır ama biraz olsun yardımcı olacaktır.

To, co Tom chce zrobić, nie pomoże.

Tom'un yapmak istediği şey yardımcı olmayacak.

Jane ma nadzieję, że Mary jej pomoże.

Jane Mary'nin ona yardım edeceğini umuyor.

Czy jedzenie samych warzyw pomoże zrzucić wagę?

Sadece sebzeler yemek zayıflamana yardımcı olabilir mi?

Zastanawiam się, kto pomoże Tomowi ubrać choinkę.

Tom'un Noel ağacını süslemesine kimin yardımcı olacağını merak ediyorum.

Tom ma nadzieję, że Mary mu pomoże.

Tom Mary'nin ona yardım edeceğini umuyor.

Tom miał nadzieję, że Mary mu pomoże.

Tom Mary'nin ona yardım edebileceğini umuyordu.

Pewnie zastanawiasz się, jak ci to niby pomoże.

"Bir vizyon tahtası nasıl gerçekten yardım edebilir ki?" diyebilirsiniz.

Nie mam pojęcia czy to pomoże, czy nie.

Bunun işe yarayıp yaramayacağından emin bile değilim.

To nie da mi dużo energii, ale trochę pomoże.

Çok enerji vermeyecektir ama elbet bir şey verecek.

Wierzy, że dziś pomoże przy zabiegu zachowania nerwów erekcyjnych,

Bugün, sinir koruyucu prostatektominin bir kısmını kendisi yapmayı umuyor;

Tom spytał Mary, czy pomoże mu z jego zadaniem.

Tom Mary'ye ev ödevinde ona yardım edip etmeyeceğini sordu.

Dlatego mam nadzieję, że ten projekt Map Google nam pomoże.

...Google Haritalar projesinin desteği artıracağını umuyorum.

- Gdzie mogę szukać pomocy?
- Gdzie znajdę kogoś, kto mi pomoże?

Bana yardım edecek birini nerede bulabilirim?

- Czemu nie pomożesz Tomowi?
- Czemu nie pomożecie Tomowi?
- Czemu nie pomoże pan Tomowi?
- Czemu nie pomoże pani Tomowi?
- Czemu nie pomogą państwo Tomowi?

Neden Tom'a yardım etmiyorsun?

Naprawdę może cię uratować. Wykopie schron i pomoże w razie lawiny.

Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.

Błaganie innych nie pomoże, choćby pisklę starało się z całych sił.

Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.

Temu zegarkowi nic już nie pomoże, lepiej go wyrzuć do śmieci.

Şimdi bu saati kurtaracak hiçbir şey yok, onu atmak daha iyi.

Tom szuka kogoś, kto pomoże mu przetłumaczyć dokument z francuskiego na angielski.

Tom, bir belgeyi Fransızcadan İngilizceye çevirmede ona yardım edecek birisini arıyor.

To nie da mi dużo energii, ale trochę pomoże. Jeśli odetniesz trochę kory,

Çok enerji vermeyecektir ama elbet bir şey verecek. Bakın, ağacın kabuğundan bir parça alırsanız

Ludzie nie wiedzą, że można faktycznie zjeść część jodły. To nie da mi dużo energii, ale trochę pomoże.

İnsanlar köknar ağacının bir kısmının yenebildiğini bilmezler. Çok enerji vermeyecektir, ama elbet bir şey verecek.