Examples of using "Samo" in a sentence and their turkish translations:
Aynı şekilde hissettim.
Işık kendiliğinden söndü.
Burada da aynı şey işe yarayacak.
ve tıpkı TRAPPIST gibi
O aynı şey değil.
Herkes aynı şeyi söylüyor.
Senin için aynı şeyi sipariş etmemi ister misin?
Tom aynı şeyi yaptı.
Herkes aynı şeyi yedi.
Aynı şekilde mi yapılmalı?
Sadece bu düşünme sürecini hesaplamak
Başka erkekler de ötmekte.
Benim için aynısını yapardın.
İşte yine başlıyoruz.
"Gezi yapmayı severim." "Ben de."
Tam olarak aynı şekilde hissettim.
Aynı duyguya sahibim, Tom.
Tom'a her gün aynı şeyi söylerim.
Senin gibi aynı şekilde düşünüyorum.
Ben aynı soruyu kendime sordum.
İkimiz de aynı isme sahibiz.
Ne yazık ki, her yerde aynı.
Bir şeyin sadece zaman kazandırması
Bu her yıl aynıdır.
pek çok çalışma aynı şeyi gösteriyor.
ve bu da tam olarak bilimin bize öğrettiği şeydir.
Bu iki taraflı çalışıyor, değil mi?
Başta her şey aynı gibi görünüyor.
Sizin durumunuzda olsam, aynı şeyi yaparım.
Senin bildiğin kadar az biliyorum.
Sen onun kadar suçlusun.
Sizin hissettiğinizin aynısını hissediyorum.
Sana aynı soruyu sormalıyım.
Aynı şey Tom'a olmuş olmalı.
Ben sana aynı şeyi soracaktım.
ama işitsel etkiler kadar tehlikelidirler.
Sağlığın nasıl? -Ben de sana aynı şeyi soracaktım. -Yani...
Başka alanlara da transfer edilmeli mi?
İnsanlar "Neden her gün aynı yere gidiyorsun?" diyor.
Senin sandalyen benimki ile tamamen aynı.
O, Tom kadar meşguldür.
Tam ağabeyine benziyorsun.
Tom sadece benim kadar yaşlı.
O beni benim onu sevdiğim aynı şekilde sevdi.
Tam olarak senin hissettiğin şekilde hissediyorum.
Ben aynı soruyu sana sormak üzereydim.
Tom ve bende aynı fikre sahibiz.
Tom sık sık Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapar.
kültür meselesi, maddi konular kadar,
Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.
Aynı şey pek çok başka insanlar hakkında söylenebilirdi.
Tom'un aynı şekilde hissettiğinden eminim.
Tom sana muhtemelen benim söylediğim aynı şeyi söyleyecek.
Bu sözlük onun kadar faydalıdır.
Tom aslında Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapar.
Tom 2013'te aynı şeyi yaptı.
aynı şeyleri farklı şekilde gördüm.
O, yaklaşık benimle aynı yaştadır.
Elektro bir gitar akustik bir gitar gibi ses vermez.
Merkatör haritasında aynı büyüklükte görünüyorlar.
Aynı şey Boston'da üç yıl önce oldu.
O tam tiyatronun duvarındaki resmine benziyordu.
Bu aynı şey.
Sadece buralarda sensiz aynı olmayacak.
Tom ve erkek kardeşi yaklaşık aynı boyda.
Birçok insan bu konuda benim hissettiğim gibi aynı şekilde hissediyor.
Bazı kelimeler aynı şekilde telaffuz edilir, ancak farklı şekilde yazılırlar.
Bazı kelimeler farklı yazılırlar, ancak aynı şekilde telaffuz edilirler.
Benzer şekilde, medeni olmak, iyi biri olmakla aynı şey olamaz,
ve hiçbir zaman aynı olmayan Londra gökyüzünü yansıtırlar.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
Bir içki için restorana gidiyorum ve sana da aynısını yapmanı öneriyorum.
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
Etrafına bakarsan, aynı şeyi yapan bir sürü insan göreceksin.
Ama her gece aynı tehlikeyle karşılaşacaklar. Köpek balıkları gidene kadar.
Eğer bir yerli gibi konuşmak istiyorsan, banjo çalanların aynı parçayı onu doğru ve istenilen tempoda çalabilinceye kadar defalarca pratik yaptıkları aynı şekilde söylemeyi pratik yapmaya istekli olmalısın.