Examples of using "Pełen" in a sentence and their turkish translations:
Öyle bir dünya ki, tuhaf yaratıklar...
Otobüs doluydu.
Sen merhametlisin.
Oda çiçeklerle dolu.
Onun elma dolu bir sepeti vardı.
İşte meyve dolu bir sepet.
Tom enerji dolu.
Tom çok yaşam dolu.
O hâlâ enerji dolu.
Evren gizemlerle dolu.
- O kişi çok enerjik.
- O enerji doludur.
Çiçeklerle dolu bir sepet taşıyordu.
Stadyum beyzbol hayranlarının akınına uğradı.
O, yeni fikirlerle dolu.
Üzgünüm, uçuş dolu.
Gelecekle ilgili umutlu hissediyorum.
Daha fazla istemiyorum, teşekkür ederim. Ben tokum.
Arabadaki yakıt tankı dolu.
endişeli bir şekilde saatime bakıyordum
Hem oşinografik, hem de atmosferik
Oda insanlarla doluydu.