Examples of using "życia" in a sentence and their turkish translations:
Ben yaşama ilgimi kaybettim.
Milyarlarca can kurtarmak,
Hayat doludurlar.
iki hayatım olsa
Sizin yaşam destek sisteminiz
hepsinin en önemlisi olan yaşam ile başlıyoruz.
Güzellik, yaşamın nedenidir.
Hayatımdan defol!
Tom çok yaşam dolu.
Bu hayatı yaşamaktan bıktım.
Sen benim hayatımın aşkısın.
Hayatın anlamı hakkında düşünüyorum.
O sofu bir yaşam tarzı yaşar.
aynı zamanda hoşgörülü toplumları,
Meydan, kent yaşamının temelidir.
hayatımın işini şekillendirdi.
...yaşaması kolay bir yer değildir.
Kısa ömürlerinin son eylemi bu.
Su yaşam için elzemdir.
- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.
Hayatımı kaybetme tehlikesi içindeydim.
- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.
Günlük hayattan uzaklaşmak istedi.
Bir kelebeğin ömrü kısadır.
Hayatımı kurtardığın için teşekkürler.
- Ölüm kalım meselesi.
- Bu bir yaşam ve ölüm meselesi.
O bana hayat hikayesini anlattı.
Gıda yaşam için elzemdir.
On üç yaşımdan beri çalışıyorum.
Japonya'da yaşamanın maliyeti düşüyor.
- O, kent yaşamından hoşlanmadı.
- O, şehir hayatından hoşlanmıyordu.
Sensiz bir hayatı asla hayal edemedim.
hayatın aleyhine değil, lehine olmak lazım.
Dünya, çok hücreli organizmalar,
Karmaşık yaşamın ortaya çıkışı.
Nasıl sevdiğimizden nasıl yaşadığımıza
İçindeki gizli hayatları ortaya çıkarabiliyoruz.
Buradaki yaşam çoğunlukla geceleri hareketleniyor.
Balina köpek balığının hayatı genelde yalnız geçer.
Müzik yoksa hayat da yoktur.
Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.
Her şeyi düşürdüm ve bunun için Boston'dan çıkan ilk uçağı yakaladım.
Bana hayatın anlamını anlat.
O, kendi hayatı pahasına onu kurtardı.
- O, hayatımdaki en iyi gündü.
- Bu hayatımın en güzel günüydü.
Mary dengeli bir yaşam tarzına sahip olmak istiyor.
Yaşamak için sadece altı ayı var.
Hayatımın en büyük hatasıydı.
Sensiz bir hayat hayal edemem.
Mary beş yaşından beri dans etmektedir.
Kadınlar bir erkeğin hayatının en güzel parçasıdır.
O, hayatımı bir cehennem yapar.
yaşamlarından memnun olma olasılığı %96 daha yüksek.
yetişkinlik yaşamınızın %33,6'sı iş yerinde geçer.
Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.
Bu yaşam tarzını sürdüremem.
Hayatımı burada geçirmek istemiyorum.
çoğu zaman hayatla ölüm arasındaki fark.
çünkü hayatı kucaklamanın en yüce yolu bu.
ama karmaşık hayatın gelişimi için
Belki de pek çok gezegenin kaderinde
şehirleri daha iyi yaşanacak yerlere dönüştürür.
Ay ile gelgitlerin hayatın ritmini belirlediği bir dünya.
Işık ve gürültü kirliliği hayatın ritmini değiştiriyor.
Yaşamak için, sahip olduğumdan fazlasına ihtiyacım yok.
Hayatı öldürmeden ölümü nasıl yeniyorsunuz?
Hayatının yaklaşık yüzde 80'i boyunca yanındaydım.
Kendi hayatı riske atarak arkadaşını kurtardı.
Zooloji ve botanik hayatın incelenmesi ile ilgilenir.
Japonya'da ortalama yaşam süresi nedir?
On üç yaşına kadar Boston'da yaşadım.
Belki de burada yaşamaya alışabilirim.
O takımı kimin oluşturduğunu biliyor musun?
hayatımın diğer alanlarını kontrolüm dışında görüyordum.
Görünüşü de hayat tarzı kadar gariptir.
Açık okyanustaki yaşam fırtınasına katılıyorlar.
Bu, hayatı sevmenin yollarından biri. Ben ihtiyar bir adamım,
Mars'ın doğal çevre koşullarını incelemek için bir şans.
Bu bize bir çok yaşama alanı ve laboratuvar sahası veriyor
Garip bir şekilde, hayatlarımız birbirini yansıtıyordu.
Bu noktada, bir ahtapotun hayat aşamalarını iyi biliyordum.
Mars'ta hayat olmadığı söyleniyor.
İnsan sosyal yaşamı olmadan yaşayabilir mi?
Hapishanedeki yaşam bir hayvanın yaşamından daha kötüdür.
Ben onsuz bir hayat düşünemiyorum.
Bugün elektrik olmadan iyi bir yaşam süremeyiz.
Yaşamın anlamının ne olduğunu kendine soruyor musun hala?
Hayattaki yegâne hedef para kazanmak değildir.
Tom hayatının geri kalanını Amerika'da geçirmek istedi.
Tom Mary'ye hayat hikayesini anlatmak istemedi.
Çünkü kendimi o ana kadar ki en içler acısı halde buldum.
Sadece birkaç ay ömrümün kaldığını öğrenmek,
Başarılarının sırrı, 7/24'lük bir var oluş tarzına geçmelerinde saklı.
Geçen sene hayat pahalılığı tavan yaptı.
Yetmiş ya da seksen yıl bir insanın normal yaşam süresidir.
Tom on yaşına kadar Boston'da yaşadı.
Tom'un özel hayatı hakkında çok şey bilmiyorum.