Examples of using "Obok" in a sentence and their turkish translations:
Onun yanına oturdu.
Bir tane de taşıyıcımız var,
Yanımda otur.
O, onun yanına oturdu.
Onun yanına oturdu.
Benim yanıma oturdu.
- Senin yanına oturabilir miyim?
- Senin yanında oturabilir miyim?
Kızlar yan yana oturuyorlardı.
O, bize bitişik yaşıyor.
Ai benim yanımda oturdu.
Ken yanıma oturdu.
Banka postanenin yanındadır.
O, yanıma oturdu.
O yürüyerek evin yanından geçti.
Tom sana yakın mı?
Tom, Mary'nin yanına oturdu.
Tom’un yanı başında oturabilir miyim?
ve ona bağlantılı silindirler var,
Evim okula yakındır.
Tom sağ tarafımda oturuyor.
Benim evim kiliseye yakın.
İstasyondan çıktı ve yakındaki telefon kulübesine girdi.
hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.
Gözleri kapalı onun yanında oturdu.
Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.
Turist, arabayla çiçek açan meyve ağaçlarının önünden geçti.
Benim evim onun evine yakındır.
Tom arabada Mary'nin yanında oturuyor.
Yanlarından süzülen ufak yaratıkları yakalamaya yarayan, sokucu dokunaçlar.
Ekip, Khumbu Buz Çağlayanı ile kamp alanının bulunduğu yere ulaşana kadar...
Peçeteleri katla ve her tabağın yanına bir tane koy.
Tom'un kahve kupası Mary'ninkinin yanında.
Tom çantasını yanındaki koltuğa koydu.
Tom'un bitişik odadan gelen melodisinin sesini duyabiliyordum.
Yandaki yaşlı adamla hiç konuşmadım.
Tom bitişik odadan gelen bir müzik duydu.
Yan odada dolaşan birini duyuyor musun?
Tom'a çok benzeyen birisi kapının yanında dikiliyor.
Yandaki evde oturan kız çok güzeldir.
Bitişikte yaşayan adamdan nefret ediyorum.
Tom yan odadaki insanların söylediği her şeyi duyabiliyordu.
Tom yanındaki yolcu koltuğuna büyük bir piknik sepeti koydu.
O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu
Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.
Tom bitişik odadaki insanların hangi dili konuştuğunu bilmiyordu.