Translation of "Lunch" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Lunch" in a sentence and their turkish translations:

- Jestem ci winien lunch.
- Jestem ci winna lunch.
- Wiszę ci lunch.

Sana bir öğle yemeği borçluyum.

- Kto płacił za lunch?
- Kto zapłacił za lunch?

Öğle yemeğini kim ödedi?

Mężczyźni jedzą lunch.

Erkekler öğle yemeği yiyor.

Czas zjeść lunch.

Öğle yemeği yeme zamanı.

Zjedli razem lunch.

Birlikte öğle yemeği yediler.

Szybko zjadłem lunch.

Ben çabucak öğle yemeği yedim.

Właśnie zjadłem lunch.

Az önce öğle yemeği yedim.

Chodźmy na lunch.

Öğle yemeği yemeye gidelim.

W południe mamy lunch.

- Bizim gün ortasında öğle yemeğimiz var.
- Biz gün ortasında öğle yemeği yiyoruz.

Zjadłem lunch w parku.

Öğle yemeğimi parkta yedim.

Jedliśmy lunch w południe.

Biz öğleyin öğle yemeği yedik.

Jest południe. Mężczyźni jedzą lunch.

Gün ortası. İnsanlar öğle yemeği yiyorlar.

Tom i Mary jedzą lunch.

Tom ve Mary öğle yemeği yiyorlar.

Tom zaprosił nas na lunch.

Tom bizi öğle yemeğine davet etti.

Czy już skończłeś swój lunch?

Öğle yemeğini bitirdin mi?

Nie możemy zostać na lunch.

Öğle yemeği için kalamayız.

Tom je lunch z komendantem policji.

Tom polis şefiyle öğle yemeği yiyor.

- Zjadłem szybki obiad.
- Zjadłem szybki lunch.

Hızlı bir öğle yemeği yedim.

- Gdzie mój lunch?
- Gdzie mój obiad?

Öğle yemeğim nerede?

Często jem lunch razem z Tomem.

Tom ve ben sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.

Tom zazwyczaj je lunch w szkolnym bufecie.

Tom genellikle öğle yemeğini okul kafeteryasında yer.

Zjadłem lunch koło jedenastej, bo byłem głodny.

Aç olduğum için yaklaşık on birde öğle yemeği yedim.

Tom miał lunch z Mary w kawiarni.

Tom kafeteryada Mary ile öğle yemeği yedi.

Tom zawsze je lunch sam przy biurku.

- Tom öğle yemeğini masasında tek başına yer hep.
- Tom öğle yemeklerini her zaman masasında yalnız yer.

Tom dość często jada lunch w tej restauracji.

Tom öğle yemeğini sık sık bu restoranda yer.

Tom zjadł na lunch galaretowatą kanapkę z masłem orzechowym.

Tom öğle yemeği için bir fıstık ezmesi ve jöleli sandviç yedi.

- Co jesz na drugie śniadanie?
- Co jesz na lunch?

Öğlen yemeğinde ne yersin?