Translation of "Jedzą" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Jedzą" in a sentence and their turkish translations:

Jedzą jabłka.

Onlar elmalar yiyorlar.

Jedzą czekoladę.

Onlar çikolata yerler.

- Wilki nie jedzą sałatki.
- Lisy nie jedzą sałaty.

Kurtlar salata yemez.

Krowy jedzą trawę.

İnekler ot yiyorlar.

Mężczyźni jedzą lunch.

Erkekler öğle yemeği yiyor.

Konie jedzą trawę.

- Atlar ot yer.
- Atlar çimenleri yer.

Rekiny jedzą ryby.

Köpek balıkları balık yer.

Oni jedzą kanapkę.

Onlar bir sandviç yiyorlar.

Termity jedzą drewno.

Termitler tahta yer.

Żaby jedzą owady.

Kurbağalar böcek yerler.

Co jedzą konie?

Atlar ne yer?

Co jedzą więźniowie?

Mahkumlar ne yerler?

Owce jedzą trawę.

Koyunlar ot yer.

Co jedzą smoki?

Ejderhalar ne yerler?

Koty nie jedzą bananów.

Kediler muz yemez.

Wiewiórki jedzą orzechy laskowe.

Sincaplar fındık yer.

Dziewczyny jedzą ich kanapki.

Kızlar sandviçlerini yiyor.

Oni jedzą teraz śniadanie.

Onlar şimdi kahvaltı yapıyorlar.

Niektórzy jedzą sushi rękami.

- Bazı insanlar elleriyle suşi yer.
- Bazı insanlar suşiyi elleriyle yerler.

Co jedzą Chińczycy na śniadanie?

Çinliler kahvaltıda ne yer?

Oni jedzą nożem i widelcem.

Onlar, bir bıçak ve çatalla yemek yerler.

Jest południe. Mężczyźni jedzą lunch.

Gün ortası. İnsanlar öğle yemeği yiyorlar.

Jest ranek. Dzieci jedzą śniadanie.

Sabah. Çocuklar kahvaltı yapıyorlar.

Grecy także często jedzą ryby.

Yunanlar da sık sık balık yerler.

Niektórzy ludzie nie jedzą mięsa.

Bazı insanlar et yemezler.

Tom i Mary jedzą lunch.

Tom ve Mary öğle yemeği yiyorlar.

Krowy jedzą trawę na łące.

İnekler çayırda ot yiyorlar.

Wiesz, co jedzą twoje dzieci?

Çocuklarınızın ne yediğini biliyor musunuz?

Oni tam stoją i jedzą czipsy.

Onlar orada dayanıp patates cipsi yiyorlar.

Czy wiesz co jedzą twoje dzieci?

Çocuklarınızın ne yediğini biliyor musunuz?

Tom i Mary często jedzą razem obiad.

Tom ve Mary sık sık birlikte akşam yemeği yer.

- Wszyscy jedzą.
- Wszyscy są w trakcie jedzenia.

Herkes yemek yiyor.

Tom i Mary nie jedzą już mięsa.

Tom ve Mary artık et yemiyor.

Znam sporo ludzi, którzy nie jedzą mięsa.

Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.

Tom tylko stał tam, patrząc, jak wszyscy jedzą.

Tom herkesin yemek yemesini izleyerek sadece orada durdu.

Tom i Mary jedzą stek dwa trzy razy w tygodniu.

Tom ve Mary haftada iki veya üç kez biftek yiyorlar.

W moim świecie wszyscy są kucykami, jedzą tęczę i kupkają motylkami.

Benim dünyamdaki herkes birer midilli, onlar gökkuşağı yiyorlar kakaları da kelebek.

Słyszałem, że ludzie, którzy codziennie jedzą warzywa i owoce, są mniej zagrożeni atakiem serca.

Her gün sebze ve meyve yiyen insanların kalp krizi geçirme olasılıklarının daha düşük olduğunu duydum.

Mądrzy ludzie mówią o ideach, intelektualiści o faktach, a zwykli ludzie – o tym, co jedzą.

Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.