Examples of using "Ken" in a sentence and their turkish translations:
Ken'in bir gitarı var.
Ken mutlu.
Ken mumları yaktı.
Ken bir futbol oyuncusu.
Ken Tom'a ateş etti.
Ken koşmuyodu.
Ken, bir bisiklet istiyor.
Ken ne yiyor?
Ken o zaman çalışıyordu.
- Mike ve Ken arkadaştırlar.
- Mike ve Ken arkadaşlar.
Köpeğin adı Ken.
- Arkadaşlarım bana Ken diyorlar.
- Arkadaşlarım bana Ken derler.
Ken yüzebilir, değil mi?
Ken yanıma oturdu.
Ken iki kedi besler.
Ken mutlu görünüyor.
Ken Kyoto'ya vardı.
Ken'in beyaz bir köpeği var.
Onun adı Ken.
- Ken şu anda ne yapıyor?
- Ken şimdi ne yapıyor?
Ken duvarın üzerinden atladı.
Ken elbiselerini giydi.
Ken hevesli bir öğrenci.
Ken eski paralar toplar.
- Ken beni satrançta yendi.
- Ken satrançta beni yendi.
Ken her gün futbol oynuyor.
Ken Seiko'dan daha yaşlı.
Ken otobüsle okula gidiyor.
Ken her gün beni arar.
Ken bir baş ağrısından şikayetçi.
Ken trenin gelişini bekliyor.
Ken dün gece İngilizce çalıştı.
Ken yüzmede iyidir.
Ken kamp yapmayı sever.
Ken senden daha hızlı koşar.
Ken'den daha hızlı koşabilirim.
Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.
- Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?
- Kim daha hızlı koşar? Ken mi, Tony mi?
O, Ken'den çok daha yaşlı.
- Ken Kyoto'yu asla ziyaret etmedi.
- Ken Koyoto'ya hiç gitmedi.
Ken konuşmayı durdurdu ve yemek yemeğe başladı.
Ken bisikletini beyaza boyadı.
Ken bu öğleden sonra meşgul.
Gitar çalan çocuk Ken'dir.
Ken, Bill gibi uzun boylu.
- Ken sonunda amacına ulaşmıştır.
- Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı.
Ken ağabeyi ile odasını paylaştı.
Tom erkek kardeşi Ken gibi olmak istiyordu.
Ken asla New York'ta bulunmadı.