Examples of using "Wtedy" in a sentence and their turkish translations:
O zaman ayık mıydın?
Çareyi bulduk.
O an karar verdim.
O zaman evli değildim.
O zaman çok gençtin.
Çok daha serin olsa da...
Birbirimizi orada tanıdık.
İşte o zaman anladım.
Sonra bir baktım ki
Ben o zaman mutluydum.
O zaman çok kötü görünüyordu.
O, o zaman buradaydı.
Biz o zaman gençtik.
Ken o zaman çalışıyordu.
Ama ince farkları ancak öyle görebiliyorsun. Vahşi doğayı işte o zaman tanıyorsun.
Bunu yaptıktan sonra gerçekten konuşun.
Sonra tuzak soruyu sordu:
İşte acıyı o an hissettim...
O zamanlar çok gençtim.
O zaman ne yapıyordunuz?
Ve o zaman ne yaptın?
O zaman havuzda yüzüyordum.
Tom o zaman bir garsondu.
O zaman ne yapıyordunuz?
güzel şeyler oluyor.
Ama o noktada bir sürü hata yapıyordum.
Ama sonra fark ediyorsun ki
O günlerde uzun etekler modaydı.
O, o zaman üniversiteyi yeni bitirmiş.
Ben o zaman evli değildim.
Tom o zaman Boston'daydı.
Ve sonra ne oldu?
Mary o zaman Tom'un kız arkadaşıydı.
Tom o zaman orada değildi.
- O zaman aramızda nefret vardı.
- O zaman aramızda düşmanlık vardı.
Sonra dank etti: bu adaletle ilgiliydi.
o zaman bu yapay zekâlı Trump,
Sekiz veya dokuz yaşındaydım,
O sırada, Princeton Üniversitesi'nden
O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.
O, o zaman evde olmalıydı.
Oraya senin istediğin kadar çok gitmek istiyorum.
Ve o zamanlar dövüş sanatlarına gerçekten ilgi duyuyordum.
Saldırganların dahi duyguları karışık.
Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.
Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.
Burada buz tabakası altında tabanda genellikle su oluyor.
O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.
Bunu sadece o zaman fark ettim.
Lütfen beşe kadar bekle, o zaman geri dönecek.
O sadece karnı aç olduğunda bağırır.
Tom ve Mary o sırada arkadaş değildiler.
Sizin kadar çok eve gitmek istiyorum.
Keşke o zaman bana gerçeği söyleseydin.
Medeni konuşmayla ilgili o dönemde ve şu anda olan şudur ki
Sonra... Sahte evrak hazırlayan bir serviste çalışıyordum,
Ve birden o an geldi. Elimi birazcık uzattım.
Yeterli param olsaydı, onu alabilirdim.
Adresini bilseydim, ona mektup yazardım.
Onun hakkında bilseydim, ben planımı değiştirirdim.
O tabloyu o zaman satın alsaydım, şimdi zengin olurdum.
Planı bilseydim ona yardım edebilirdim.
O zaman kadar o tür bir balık hiç görmemiştim.
O zamanlar farklıydı.
Öyleyse onu görmediğine inanamam.
Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!
Eğer ondan isteseydik Tom bize yardım ederdi.
Tom'u birisi öldürürse ne olur? Ne yaparsın?
Unutmayın, bunu sadece çaresiz kaldığınızda deneyin.
Vikipedi de o zaman nispeten yeniydi, ben de çok ara verirdim.
Amerikalılara benzeyen yabancıları hayatımda ilk kez o zaman görmüştüm.
Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.
Ama bu bizi kayalıkların hemen kenarında ve gelgitin merhametine bırakıyor.
bu zehir kesesinin çok etkili olduğu kesindir. Büyük pençelere ihtiyacı yok.
Ta ki yeni bir dalga gelip reform yapıncaya kadar. Svoboda'yı uzun zamandır biliyorum
ve göreceksiniz ki biz ayrıca daha uzun mesafeli, daha küçüklerini üretiyoruz
Ama bu yalnızca, hepimiz ciddiye alırsa işe yarar.
Eğer o, o zaman sigara içmeyi bıraksaydı, böyle bir hastalıktan muzdarip olmayabilirdi.
Bu o zaman güzel bir fikir gibi görünüyordu ama keşke onu yapmasaydım.
Bütün yumurtalarını bir sepete koy ve sonra sepeti izle.
Eğer biraz daha erken gelseydin, onunla karşılaşabilirdin.
Sadece susadığında su iç; günde 8 bardak su içmek sadece efsanedir.
Tom'un yaptığı yeterince iyi değilse ne olacak? O zaman ne yapacağız?
Sonra mahallenin muhtarı, davetsiz misafirleri bölgesinden çıkarmaya karar verdi ve kovalama başladı.
Ama bu yumuşakçalardan bazıları, delici tam olarak kabuğun tepesinde, abdüktör kasın üstünde olursa gevşiyor.
O sıralarda şöyle bir espri vardı, "ABD'de asla darbe olmaz çünkü orada ABD büyükelçiliği yok."
O, Alex'e her konuşmasında bir ceviz verme yerine, onu sadece özellikle "ceviz" dediğinde verecekti.
"Benimle Fransızca da konuş, sadece Almanca değil!" "Hayır, çünkü bir kez başlarsam bu bir alışkanlık olacak ve ben nasıl Almancamı geliştireceğim?"