Examples of using "Gdy" in a sentence and their turkish translations:
Hazır olduğun zaman beni ara.
...ışık yitip gidince...
göreve gelirken giydiğimin aynısı.
- Biz yemek yerken sessiz ol.
- Biz yemek yerken sessiz olun.
Sen uyurken ben kitap okuyacağım.
Daha yakından bakarsanız
Ben büyürken etrafımızda her yerdeydi.
Birisi öldüğünde çok yazık.
O gittiğinde üzgündüm.
Bu, tek yerde kalarak yapılır.
Tıpkı çocukken kaleminizin kırılması
Hayatta kalma arzusu kamçılandığında
Parmaklarımı şakırdattığımda uyanacaksın.
Her yağmur yağdığında çatı sızdırır.
Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
Kötü haberi duyunca bayıldı.
Yoldan karşıya geçerken dikkatli ol.
Haberi duyduğumda çok rahatladım.
Biz yemek yerken sessiz olun.
Haberi duyduğunda benzi sarardı.
O sarhoşken onu yaptı.
Tom biz gençken öldü.
Tom aç olup olmadığına bakalım.
Ben gidince ağladın mı?
Telefon çaldığında, ben televizyon izliyordum.
Kızgın olduğun zaman seni sevmiyorum.
Tom onu yaptığında nefret ediyorum.
Sen döndüğünde Tom burada olacak.
- Hoca içeriye girince konuşmayı kesin.
- Öğretmen içeri girince konuşmayı kesin.
Onun gittiği anda geldim.
Çocukluğundan beri onu tanımaktayım.
Sigara içip içmemeni önemsemiyorum.
Büyüdüğümde tarih öğretmek istiyorum.
Yağmur durur durmaz başlayacağız.
O, haberi duyduğunda kontrolü kaybetmişti.
Bu gittikten sonra mecbur kalacağız.
Güneş batarken, yüzey serinliyor.
Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,
büyüyecek ve evin direği olacaktı.
ve yedi gezegenin hepsi girdikten sonra
Dünya, çok hücreli organizmalar,
Onu yakalamaya çalıştığınız anda uçar gider.
Gerildiklerinde, baskı ve tehdit altında olduklarında,
Howard ailesinde ise ahşap çekmece
O telefon ettiğinde biz tam ayrılmak üzereydik.
Kötü haberi duyduğunda ruhen yıkıldı.
O, telefon çaldığında dışarı çıkmak üzereydi.
Koştuğum zaman rüzgarı saçımda hissediyorum.
Çok üzgün olduğumuz zaman ağlarız.
O çalışırken Tom'un sözünü kesmek istemiyorum.
Ben yokken birisi odamı temizledi.
Kanı gördüğünde neredeyse bayılıyordu.
Tom öldüğünde çok üzgündüm.
Tom Mary'yi gördüğünde gülümsedi.
Eve geri giderken onunla karşılaştım.
Tom'un bizi her ziyaret edişinde yağmur yağıyor gibi görünüyor.
O seni gördüğünde zevkten dört köşe olacak.
Yağmur yağmaya başladığında evden ayrılıyordum.
Kedi uzaktayken fareler oynayacak.
Onun annesi gençken öldü.
Eve ne zaman döneceğini Tom'a soralım.
O, beni görür görmez ağlamaya başladı.
Saldırganların dahi duyguları karışık.
bir arkadaşın düğününe davet edilmeyince
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
UV ışığını tuttuğumda nasıl fark ettiğine bakın. Bum.
UV ışığını tuttuğumda nasıl fark ettiğine bakın. Bum.
Daha sonra hatamı fark ettiğim gün geldi.
bastırmak ve muhalifleri dışlamak için kullandılar.
Yani ben vücuda yeni bir materyal yerleştirdiğimde
Dışarıda büyük bir kalabalık toplanıp kargaşayı izlerken
Ancak şimdi... ...çoğu insan yataklarına yerleşince...
haklı da olsan haksız da.
Bazıları yaralandı, sonra iyileşti.
Dokuz yıl önce iktidara geldiğimizde
Güneş batarken Lannes hala Rusları başarıyla tutmaya devam ediyordu
Hayvanların hayatına karışınca çizgiyi aşmış oluyorsun.
Hava soğuk olduğunda eklemlerim ağrıyor.
Uzakta bir ışık gördüğümüzde rahatladık.
Geldiğinde mesajınızı ona ileteceğim.
Saçını kestirdiğinde diğer çocuklar onunla alay ettiler.
Tom, Mary daha gencecik bir kızken öldü.
Tom'u çalışırken rahatsız etmek istemiyorum.
Ben eve geldiğimde Tom TV izliyordu.
Tom sabah kahvaltısı yaparken genellikle gazete okur.
Haberi duyunca çok mutlu oldum.
Seninle konuşurken bana bak!
Yağmur yağarken bu caddeyi geçmekten kaçının.
Kararı duyunca umutları altüst olmuştu.
Gittiğinde seni çok özleyeceğim.
İnsanların bana bakmasından hoşlanmıyorum.
İnsanların benim hakkımda konuşmasını sevmiyorum.
Ben bekletilmekten hoşlanmıyorum.
Kötü haberi duyduğunda kadın ağladı.
Bu olduğunda on üç yaşındaydım.
Kahvemi içerken balkondaki kuşları izledim.
Yağmur yağmaya başladığında fazla uzağa gitmemiştik.