Examples of using "제공하고" in a sentence and their turkish translations:
doğru içerikte doğru insanlarla çalışmak,
Yapmak istediğimiz şey çeşitlilik sunmak.
hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.
Erdoğan, Türkiye'ye daha fazla fırsat sunarak ülkeyi yoksulluktan çekmeye devam etti