Examples of using "에르도안은" in a sentence and their turkish translations:
ve onun bir tehlike yarattığını düşünüyorlardı.
Yıllardır ilk kez laik kesim Erdoğan'ı savunmuştu.
Ülkeyi açıkça dindar yapmak istiyor.
Erdoğan, halkına ulaşmak için bir yol bulmuştu ...
Bu bizi Erdoğan’ın darbe sonrası liderligini izleyen referanduma götürüyor.
Daha önce acımasız bir Cumhurbaşkanı değildi. Bundan sonra acımasız oldu.
Erdoğan, Türkiye'ye daha fazla fırsat sunarak ülkeyi yoksulluktan çekmeye devam etti