Translation of "못하는" in Turkish

제 기능은 못하는 것 같네요.

ve bunun işe yaradığını hissetmiyorum.

아직도 잘 알지 못하는 친구들이죠.

Ne olduklarını bile tam bilmiyoruz.

부모님이 수업료를 감당하지 못하는 경우도 있습니다.

Bazen de aileler ücretleri daha fazla karşılayamayacak hâle geliyorlar.

선전은 우리가 알지 못하는 사이에 우리의 마음을 변화시킵니다.

Bilgimiz olmadan düşüncelerimizi değiştirmek için çalışır.

어떤 위험도 눈치채지 못하는 다이버를 잡으려고 대왕조개는 기다립니다.

masum dalgıçlara tuzak kurmak için pusuya yatan insan yiyenler olarak tanımlardı.

만약 여러분이 0번이라고 하면, 아무것도 받지 못하는 거죠.

Hiç gelmedi derseniz sıfır frank kazanırsınız.

제가 완벽하게 알지 못하는 일을 하고 있음에도 불구하고

tamamen anlamadığım bir şey üzerine çalışmama rağmen

우리가 잘 못하고 -- 잘 이해하지 못하는 것 -- 한 가지는,

Bence aslında iyi yapmadığımız bir şey var,