Examples of using "녀석들은" in a sentence and their turkish translations:
Yüksek gelgit, resifi aşmalarına yardımcı olur.
Teknelerin sesini duymuşlar.
Diğer türler sadece yanıp söner. Bunlar ise bir dakikaya kadar hiç durmadan parlayabilirler.
...bunlar hâlâ ortalıkta geziniyor.
Işığa duyarlılık uğruna renkli görmeyi feda etmişlerdir.
Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.
Şöyle ki bu ufaklıklar istediklerinde çok hızlı olabiliyorlar.
Buraya ulaşmak için her yıl binlerce kilometre katediyorlar.
Biyolüminansı çok net görebilirler.
Ama kafaları karışmış ve sürüden ayrı düşmüş olduklarından kolay av oluyorlar.
Işıklarını kapatıyorlar. Rakiplerden biraz mahremiyet sağlıyor bu.
Körfezin ucundaki balıklara erişmek için... ...derin bir kanal geçmeleri gerek.
Küçükler susamaya başladı. Yenidoğan bitap düşmüş durumda.