Translation of "‎다른" in Turkish

0.037 sec.

Examples of using "‎다른" in a sentence and their turkish translations:

다른 과목, 다른 활동에서도 같았습니다.

diğer konular ve etkinliklerde de yaşadım.

우리는 다른 호르몬을 가졌고, 다른 생식기를 가졌고

Farklı hormonlarımız, farklı cinsel organlarımız

다른 어떤 신체기관도

Başka hiçbir organ,

다른 차가 다가오거나

gelmekte olan da bir araba var

다른 신체 장애인들도

nörolojik hastalıkları olanlar

완전히 다른 세계였습니다.

Farklı bir dünyaydı.

하지만 다른 사람들에게는

Yine de bazı insanlara göre

다른 사람들도 함께요.

Diğerlerini bulun.

전혀 다른 세상이죠.

Bu farklı bir dünya.

또 다른 차트입니다.

Bu da bir başka grafik.

‎다른 수컷들도 마찬가지입니다

Başka erkekler de ötmekte.

‎다른 암컷이 나타났습니다

Bir dişi daha geldi.

‎다른 감각에 의존합니다

...başka duyularıyla hareket ediyor.

‎다른 녀석들도 함께합니다

Başkaları da katılır.

많은 다른 이들한테도요

Ve daha birçoğu.

다른 사이트를 보세요.

Başka sitelere de bakın.

다른 가설들이 있어요.

Bu konuda farklı teoriler var,

다른 검사에선 문제가 없었습니다.

Diğer tahlillerde bir sorun yoktu,

조금 다른 식으로 표현됐는데

biraz daha farklı bir şekilde çerçevelendi.

그럼 다른 방법으로 내려가야겠네요

Tamam, şimdi başka bir iniş yolu bulacağız.

다른 세대들이 모이는 자리죠.

farklı jenerasyonlar bir araya gelir ki

다른 하나는 두발가락 나무늘보예요.

Bir de iki parmaklı tembel hayvanlar var.

하지만 그건 다른 이야기입니다.

Ama bu başka bir hikâye.

전혀 다른 모습일 것입니다.

biraz farklı görünebilir.

혹시 다른 방법은 없나요?

Başka seçenekler de var mı?

그러나 다른 쪽 끝에는

Diğer yanında ise

‎대신 다른 동물들이 알아차리죠

Ama tehlikeyi sezen başkaları var.

‎다른 사냥감을 노리는 겁니다

Farklı bir hedef peşindeler.

다른 기관과 여러 학과에서요.

doktora sonrası bilimsel araştırma bursluları ve profesörleri

다른 뉴스 출처를 확인해보세요.

Alternatif haber kaynaklarına bakın.

다른 방법이 없기 때문이지요.

Çünkü başka bir seçenekleri yok.

'나를 다른 사람으로 착각하나?'

Beni başkasıyla mı karıştırıyorlardı?

그러니 그건 다른 세상 이야기야

Bu yüzden bambaşka bir dünyadır.

다른 이들을 비난하지 말아야 합니다.

ve diğer insanları,

하지만 그건 이것과 다른 문제입니다.

Ama bu bizim konumuz değil ki.

제가 알아낸 또 다른 속임수는

Kendisi; katılımcılardan, dört karttan birini

다른 급변점들은 아직 먼 얘기였습니다.

Diğer sınır noktaları çok uzaktaydı --

다른 사람은 외교부 장관으로 임명해

Bir diğeri ise

다른 신체 부위들과 독립적인 것으로요.

vücudun geri kalanından ayrıymış gibi.

다른 연구에서도 같은 사실을 확인했습니다.

Diğer çalışmalar da bunu destekliyor.

또 다른 모순에 대해 말씀드릴께요.

ortaya başka bir çelişki atmama izin verin.

인공지능이 활용되는 다른 분야에 적용해봅시다.

tüm yapay zekâ uygulamasına dâhil edelim.

각기 다른 층에서 흡수가 이루어집니다.

ve farklı tabakalarda depolanır,

하지만 이는 다른 경쟁이론에서도 유효합니다.

Ama bu, muhalif teoriyle de uyumlu.

다른 사람들은 경멸의 대상으로 취급해요.

ve başkaları hakkında hor gören şekillerde konuşuyoruz.

HS: 다른 모든 암컷들도 마찬가지입니다.

HS: Tüm dişiler de onun civarındalar.

카이 푸 리: 다른 언어로는요?

Kai-Fu Lee: Veya başka bir dilde

그럼 다른 이들은 어디 있을까요?

Peki herkes nerede?

그렇다면 왜 근본적으로 다른 회합이었을까요?

Neden şimdi kökten farklı bir toplantı?

우월하다는 믿음으로 다른 사람들과의 사회적인

doğuştan daha üstün olduğuna dair görüşler

여러분이 자선단체나 다른 기관에서 일하든

isterseniz bir hayır kuruluşunuz ya da bir organizasyonunuz olsun,

‎이들은 다른 감각에 의지해야 하죠

Onlar başka duyularına güvenmelidir.

‎다른 사향고양이들은 ‎오지 않을 겁니다

Bu, başka misk kedilerini uzak tutabilir...

‎다른 소라게가 나타나 ‎실랑이가 벌어집니다

Başka bir keşiş yengeci ortalığı karıştırıyor.

다른 분야도 적용이 되는 일일까요?

Başka alanlara da transfer edilmeli mi?

약간 다른 숫자를 계산해야 합니다.

biraz farklı hesaplar yapmak zorundasınız.

이제 다른 걸 하나 해보죠.

Tamam, şimdi farklı bir şey deneyeyim.

다른 영역에서도 가스 방출량을 감소시켜

diğer sektörlerdeki emisyonları da kaldırmaya başlarız,

또 다른 캠페인 기관을 통해

başka bir kampanya aracılığıyla;

또 다른 법적 위협을 받았습니다.

Başka bir yasal tehdit aldık.

서로의 다른 생각과 관점을 통합하여

ve farklı fikir ve bakış açılarını bir araya getirdikten sonra,

‎다른 행성에 온 기분이 들어요

Başka bir gezegende gibisin.

다른 6개국과 함께 권력 서열에서

her biri 159 ülkeye vizesiz olarak erişen diğer altı ülke ile

다른 사람들이 그 자릴 채우게 됩니다.

başkalarının geldiğini görürüz.

그러나 많은 사람들에게 다른 대안은 없습니다.

Ama çoğu için alternatif daha kötü.

이 연관성은 심지어 다른 동물에게서도 나타납니다.

Bu ilişkilendirilmeler hayvanlar için bile geçerli.

이 둘은 다른 한계선에 영향을 줍니다.

Diğer her şeyi etkiliyorlar.

또 디스코 볼과 책장의 다른 물체에서

ardından disko topundan gelen parlak noktalar

다른 의견을 가진 누구에게도 좋지 않습니다.

farklı fikirlere sahip insanlar için de.

다른 3주 동안은 학생들에게 보상금을 지급합니다.

ve diğer üç haftada öğrencileri ödüllendiriyoruz.

하지만 다른 방법으로 구조받을 수도 있죠

Ama kurtarılmanın başka bir yolu daha var.

당신의 생존 기술을 다른 지역에서 시험해보시려면

Hayatta kalma becerilerinizi dünyanın başka yerlerinde denemek isterseniz

당신이 선택하지 않은 다른 길들이 궁금하시다면

Ama denemediğiniz yolları merak ediyorsanız

피난처를 만들 다른 방법을 찾아야 합니다

Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.

다른 젊은 암 환자들과 친구가 되었고,

başka bir genç kanserli grupla arkadaş oldum,

폐기물인 또 다른 암석을 만들어내기까지 합니다.

bu onların atık ürünü olan diğer kayaları oluşturur.

동시에, 다른 사람들도 서로 융화하지 못하고

Aynı zamanda, diğer insanlar da tarafsız,

다른 말로 여성 남성 사업가 모두

Diğer bir deyişle, kadın ve erkek girişimciler kısa sunumlarında

하지만 전문지식은 이와 다른 이야기를 합니다.

Uzmanlık ise tersini söyler.

다른 사람들을 만나고 같은 신문을 읽었습니다.

aynı gazeteyi okuyan diğer insanlarla da tanışırlar,

여러분이 속한 그룹이 본질적으로 다른 그룹들보다

kendi çevrenizdeki insanların birtakım dış gruplardan

‎하지만 얼음 아래 ‎다른 녀석들이 숨어있습니다

Fakat buzun içinde saklanan başkaları da var.

‎이곳의 풍족한 사냥감은 ‎다른 재규어들도 끌어들입니다

Ortada bunca av olması başka jaguarları da buraya çekiyor.

‎또 다른 식사 거리가 ‎꼬여 들었습니다

Başka bir potansiyel yemek tuzağa çekiliyor.

‎또 다른 도시 세계가 ‎깨어나는 겁니다

...şehirde farklı dünyalar canlanır.

‎다른 가족 구성원에게 ‎먹잇감의 위치를 알리죠

Aile üyelerine yemeğin yerini gösteriyor.

다른 이들의 눈을 골똘히 바라보기도 했어요.

gözleri büyük bir sevinçle diğer insanların gözleriyle buluşuyordu.

다른 남성에게 힘들다는 말을 할 바에는

Bir erkeğin, başkasının kalbini

저는 다른 몇몇 사람들과 함께 해고되었습니다.

Birkaç kişiyle birlikte kovuldum.

‎사람들과 예전과 다른 ‎관계를 맺게 됐어요

İnsanlarla olan ilişkim değişti.

‎저는 전혀 다른 각도로 ‎접근하기 시작했습니다

Bense onun dünyasını daha da derinden görmeye,

다른 재료로 바꾸는 것은 사실상 불가능합니다

Diğer materyallere geçiş yapmak uygulanabilir değil.

다른 아이들처럼 저는 일반적인 가족의 형태를 배웠습니다.

Her çocuk gibi, bir ailenin neye benzediğini öğrendim.

그래서 저는 다른 각도에서 문제를 바라보기로 했습니다.

Bu yüzden probleme farklı bir açıdan yaklaşmaya karar verdim.

많은 서로 다른 종류의 LED가 사용되고 있지만

Ve birçok farklı LED türü bulunmakta.

미국은 이걸 다른 국가들에 수출하려고 하고 있죠.

çağ dışı patent sistemi.

어쩌면 인간의 삶에 존재하는 다른 어떤 것도

insan hayatında muhtemelen başka hiçbir nesne

그런데 인도에 도착했을 때 다른 상황이 펼쳐졌습니다.

Ama Hindistan'a vardığımda bir şeyler oldu.

성게를 한 수조에서 다른 수조로 옮기는 도중

Denizkestanesini başka bir tanka geçiriyordum,