Examples of using "점점" in a sentence and their turkish translations:
Hava kararıyor.
Yakınlaştık.
Yamaç çok fena dikleşiyor.
Bu gittikçe tehlikeli bir hâl alıyor.
Bu meşale gittikçe sönüyor.
gün geçtikçe ucuzluyor.
onlar kalbin mecazi anlamlarıyla ilgileniyorlar
Sanayileşen ülkelerde uykunun mahvedilmesi
Kerabai çok ünlendi.
ve orada giderek artan biçimde, hisse kârları ve net gelirler
Durun daha bitmedi.
ve gitgide taşıyor.
teknoloji ilerledikçe,
Oldukça kötü bir halde olduğumuz görülüyor.
Yani soyları tükenmeye doğru giderken ölen her orangutanın başına gelenler
terleyen avuçları, o artan panik hissini iletemem.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!
Yer çekimi devreye girdi ve fazladan maddeyle başlamış bölgelere
Ve vücut uyum sağladıkça her şey daha da kolaylaşıyor.
Burada tutunarak güç kaybediyorum.
Güneş, kuzey yarı küreye iyice işlemeye başladıkça...
Gelgitler güçlenmeye başlamış. Tümsek başlı papağan balığının üremesi için mükemmel şartlar oluşmuş.
Bakın, burası dikleşiyor. O taraftan aşağı inmezdim.
Olaylar büyüdükçe büyüdü çünkü olaylar temsil niteliği taşıyordu.
Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,
Yeni kimyalar yaratılır, insanların farkındalığı artar
Haftalar, aylar ve yıllar geçtikçe, deniz ormanındaki hayvanlarla olan ilişkim
aile şirketi oldular. Ancak büyüdükçe kamu şirketi oldular. Hepsi
Bunun cevabı için küçük ama büyüyen bir grup genç araştırmacıya ulaştım,