Translation of "‎그냥" in Turkish

0.039 sec.

Examples of using "‎그냥" in a sentence and their turkish translations:

어쩌면 그냥

Belki şöyle diyorsunuz,

그냥 계속해서 밀고 나가든

Ya zorlayacağız  ve bunu yapacağız

그냥 갑자기 무모해지는 걸까요?

Birden pervasız mı oluveriyorlar

그냥 제겐 다 똑같았어요.

Hepsi benim için aynıydı.

그냥 주어지는 것이 아닙니다.

bu fırsat verilmiyor.

그냥 믿지 말고 확인해보세요.

Hemen inanmayın. Teyit edin.

엄마가 빨간불을 그냥 지나갑니다.

ve anne kırmızı ışıkta durmadan ilerliyor.

결국엔 그냥 코코넛일 뿐이에요.

ama sonuç sadece hindistan cevizi.

하고 싶으신가요? 그냥 짧은 명상이요.

İster misiniz? Sadece kısa bir meditasyon.

자 이제, 그냥 편안하게 앉아서

Pekala, herkes rahatça yerine yerleşsin,

그냥 사람들과 그 과정을 존중해야하며

Sadece insanlara, sürece saygılı olmalısınız

희망도 없고, 그냥 죽고 싶었어요.

Umutsuzdum ve ölmek istiyordum.

아니면 위험을 감수하고... 그냥 뛰어내리죠!

Ya da... Şansımı denerim... Ve atlarım.

이건 그냥 이렇게 먹어도 돼요

Onu böyle yemenin hiç sakıncası yok.

우리는 그냥 안아요." 라고 말해주었습니다.

Sarılıyoruz.''

아니면, 그냥 자연스러운 성장 과정인걸까요?

yoksa bu geçtikleri doğal bir süreç mi?

‎그냥 넘기기엔 ‎너무나 아까운 기회입니다

Bu, kaçırılmayacak kadar iyi bir fırsat.

레이다가 얼음은 그냥 투과하기 때문입니다.

buzun radarda tamamen transparan olması.

이게 그냥 오래된 공장이 아니라는 거였어요.

buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.

왜 여성들에게 그냥 도와 달라고 안했을까요?

neden gidip kadınlardan birazcık yardım istemediler?

너무 평범하기 때문이에요. 그냥 일어나는 일들이죠.

Onlar çok sıradandır, normalde olan şeylerdir.

그냥 웃고 넘길 수는 없는 일이었어요.

ve bu gülüp geçebileceğim bir şey değildi

이건 그냥 과목을 배우는 게 아니었습니다.

Sadece dersi öğrenmekle ilgili değildi,

꼭 꽂아 내리지 않고 그냥 만지는 것만으로도

Dikenlerine değmeden dokunsanız bile

그냥 눈을 파냅니다 손으로요, 오래 걸리지 않아요

Ama aslında sadece kazıyoruz, ellerinizi kullanırsanız uzun sürmeyecektir.

이 늪을 그냥 뚫고 가보자고요? 계획도 없이?

Bir plan yapmadan yolunuzu buna göre bulmak mı istiyorsunuz?

아무런 치료 없이 그냥 두면, 어떻게 될까요?

Hiçbir şey yapmazsam ne olur?

그냥 이미 아는 곳에 가는 게 좋습니다.

Sadece iyi olduğunu bildiğiniz yere gidin.

그냥 수학 시험에 대한 준비를 하는 것입니다.

henüz sadece sınava hazırlanıyorlar,

그렇다고 이게 그냥 가만히 있는 게 아닙니다.

Ancak yalnızca sabit değil.

이게 시작하려면 그냥 갈라진 틈만 있으면 되죠.

Başlamak için tek gereken bir çatlak.

왜 다음 생리기간까지 피가 그냥 머물러있지 않는 걸까요?

Ya da neden bir dahaki döngüye kadar orada kalmıyor?

아니면 그냥 이 자작나무의 껍질을 이용할 수도 있죠

Ya da bu huş ağacının kabuğunu kullanabilirim.

그냥 제 손으로 파헤쳐서 나오게 할 수도 있습니다

Onu ellerimle kazarak çıkartabilirim.

여성들에게 그들의 경험을 그냥 물어볼 수도 있었는데 말이죠.

Kadınlara tecrübelerini sorabilirlerdi.

CA: 그럼 당신은 그냥 일어나서 인터넷에서 소식을 접하는군요.

CA: Yani uyandın ve hepsini internette okudun.

수학 시험을 푸는 게 아니라 그냥 준비만 하는 거예요.

henüz sınava bile girmemiş oluyorlar.

직원들을 그냥 일터로 오게 해서 일을 하도록 하는 것은

İnsanlardan sadece işe gelip çalışmalarını istemek

그러나 가장 효과적인 방법은 그냥 합성섬유 의류를 덜 사거나

Ancak en etkili değişim daha az sentetik kıyafet almak

저는 그냥 인간일 뿐이죠 결국 죽을 수 밖에 없습니다

"Ben de ölümlü biriyim her an ölebilirim."

보온병을 고리에 넣고 단단히 묶은 다음 그냥 눈 속에 묻어주고

Matarayı oradan geçirip sıkacağım ve buraya basitçe gömeceğim.

그냥 우리가 어느 정치적 스펙트럼에 속해 있는지에 따라 판단되고 있어요.

siyasi yelpazede hangi noktada olduğumuzla alakalı.

그래서 그냥 적당한 때에 운 좋게 쉬어가는 쉼터 정도로 생각하세요.

Bunu iyi zamanlamayla yakalanmış bir şans olarak gör,

그냥 쉬면서 "파티셰를 잡아라!" 같은 쇼를 보고 싶을 때도 있죠.

Bazen rahatlamak ve "Nailed It" gibi bir program izlemek istersin.

다른 선택지는 그냥 제 로프를 이용해서 여기 묶은 다음 타고 내려가는 겁니다

Diğer seçenekse kendi halatımı kullanmak. Onu bağlayıp yamaçtan aşağı inebilirim.

아니면 그냥 이 로프를 묶을 곳을 찾은 다음 타고 내려갈 수도 있죠

Ya da bu halatı kullanarak bağlayacak bir şey bulup onunla aşağı inebiliriz.

우리가 평면 지도를 쓰는 것에는 왜곡이 있을 수 밖에 없습니다. 그냥 기억하세요:

Ancak, düz haritalar kullandığımız sürece projeksiyonların saçmalıklaını ele alacağız, şunu unutmayın:

제게, 그것은 일상입니다. 그냥 달리기 하러 나가고 제 마음이 쉬게 내버려 두는것이죠.

Ben her gün koşuya çıkıp düşüncelerimi serbest bıraktığımda oluyor.