Examples of using "위험을" in a sentence and their turkish translations:
...tehlike doğurur.
Bu seferlik tehlikeden kaçındı.
Taşma noktaları üç tehdidi beraberinde getiriyor.
Bunu neden riske attınız?
Ya da... Şansımı denerim... Ve atlarım.
Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.
ki bu da daha çok risk almalarına engel oldu.
Bu sürecin bana risk almayı öğrettiğini hatırlatıyor.
uzatılmış sürelerde belirli gürültü seviyelerine
O yüzden tehlikenin geldiğini görmeleri zordur.
Tehlikeyi sezmek için duyma yetilerine güvenirler.
Fakat sürü, tehlike kokusu alıyor.
Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.
Karanlıktaki feryatlar herkese tehlikeyi bildiriyor.
Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.
ve artan kardiyovasküler riskin asıl sebebi de bu.
bu riski nerede alabiliriz?
Hayatta kalma yollarından biri, gereksiz riskler alınmayacak zamanı bilmektir.
aynı zamanda böylesi dikkatsiz bir şekilde risk alabilirler?
daha çok risk alma eğilimde oldukları artık bir sır değil
Ama adalet almaya değecek bir risk.
Üstelik dünyadaki tüm ergenler aynı düzeyde risk almazlar.
Ama her gece aynı tehlikeyle karşılaşacaklar. Köpek balıkları gidene kadar.
Gece görüşü domuzunkinden yedi kat daha iyi. Yaklaşmakta olan tehlikeden bihaberler.
Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.
Parstan iki kat ağır olan erkek domuzlar korkulası korumalardır. Riske girmeye değmez.