Examples of using "Sodo" in a sentence and their turkish translations:
Sıkı çalışacağım.
Onlar çok çalıştı.
O çok çalışmalı.
O çok çalıştı.
Çok çalışmak istedim.
Tom gerçekten çok çalışır.
Biz kesinlikle çok çalıştık.
Biz hâlâ çok çalışıyoruz.
Çok çalıştım.
- Daha sıkı çalışman gerekir.
- Daha sıkı çalaşmalısın.
- Daha çok çalışmanı istiyorum.
- Daha sıkı çalışmanı istiyorum.
O çok çalışır.
Herkes çok sıkı çalıştı.
Param için çok çalışırım.
Her zaman çok çalışır.
Tom sıkı çalışıyor.
O, zor işe alışkındır.
Tom bugün çok çalışıyor.
Tom bugün sıkı çalıştı.
Sıkı çalışıyoruz.
Ben çok çalışmak zorunda olacağım.
Leyla sıkı çalıştı.
Sınıfınla aynı düzeye gelmek için çok çalışmalısın.
- Hayatını kazanmak için çok çalışır.
- Ekmeğini taştan çıkarıyor.
Yorgun olmama rağmen çok çalışacağım.
Tom bu dönem çok çalışıyor.
Tom başka birinin çalıştığı kadar çok çalışıyor.
Dün bütün gün çok çalıştım.
Carol çok sıkı çalışıyor. Henry de öyle.
Tom sınavları geçebilmek için çok çalışıyor.
- Ben senin çok çalıştığını biliyorum.
- Senin çok çalıştığını biliyorum.
Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
Tom başarısı için çok çalıştı.
Ben zor işe alışkınım.
Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.
O yabancı bir araba alabilmek için çok çalıştı.
Biz doğru yoldayız ama sıkı çalışmaya devam edelim!
Bu proje üzerinde çok çalışıyorduk.
Tom sıkı çalışır, bu yüzde ebeveynleri onunla gurur duyar.
Bir çocuk olmasına rağmen, annesine yardım etmek için çok çalıştı.
Ve Mark Facebook'u düzeltme konusundaki suçlamaları üzerine alıyor.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.
- Öğrenciler çok çalışmalılar.
- Öğrencilerin çok çalışması gerekiyor.
Her gün çok İngilizce çalıştım ama çok öğrenmedim.
Genelde lise öğrencileri üniversite öğrencilerinden daha çok çalışırlar.
Tom çok çalışmaya alışkın.
Kansas'ı huzurlu tutmak için çok çalıştı.
John, sınıf arkadaşlarına yetişmek için çok çalışmalıdır.