Translation of "Simili" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Simili" in a sentence and their turkish translations:

- Siamo molto simili.
- Noi siamo molto simili.

Biz çok benzeriz.

Non sono simili.

Onlar benzer değil.

- Si assomigliano.
- Loro si assomigliano.
- Sono simili.
- Loro sono simili.

Onlar benzer.

- Molte persone fanno errori simili.
- Molte persone commettono errori simili.

Çoğu insan aynı hataları yapar.

- Abbiamo avuto dei problemi simili.
- Noi abbiamo avuto dei problemi simili.

Benzer sorunlarımız vardı.

Spesso condividevano simili caratteristiche,

genellikle aynı özellikleri paylaştılar,

Questi simboli univano persone simili,

Bu semboller, benzer düşünen insanları birbirine bağladı

Tom non aveva simili problemi.

Tom'un böyle bir sorunu yoktu.

Tom ha sintomi simili all'influenza.

Tom'un grip benzeri belirtileri var.

Conversazioni simili non sono costruttive.

O yapıcı değilmiş gibi konuş.

Siamo molto più simili che diversi.

Farklı olduğumuzdan çok daha benzeriz.

E sono tutti abbastanza simili, no?

Oldukça benzerler.

Quei fratelli gemelli hanno volti simili.

Şu ikiz erkek kardeşler benzer yüzlere sahip.

Cosa devo fare in simili situazioni?

Böyle bir durumda ne yapmalıyım?

Di solito non mangio cose simili.

Normalde bu tür gıda yemem.

Abbiamo costruito rituali, pratiche e comportamenti simili,

Dünyanın neresinde olursak olalım,

Magari le noci degli scoiattoli o simili.

Sincap cevizi gibi bir şeyler falan da olur.

Un buon nascondiglio per serpenti e simili.

Muhtemelen yılanlar ve diğer şeyler için iyi bir yerdir.

Quei due esperimenti hanno prodotto risultati simili.

Şu iki deney benzer sonuçlar vermiştir.

Le mie opinioni sono simili alle sue.

Benim fikirlerim onunkine benzerdir.

Queste città hanno regole di circolazione simili.

Bu şehirlerin trafik kuralları aynıdır.

C'erano anche problemi di tempo o simili.

Zamanla ve onunla ilgili bazı problemler vardı.

Devi stare alla larga da persone simili.

Öyle insanlardan uzak durmalısın.

Stavo accedendo a un mondo di miei simili,

Aynı benim gibi olan insanların dünyasına giriyordum;

Ma le foto che vediamo sono abbastanza simili.

Yine de gördüğümüz şey tamamen aynı.

Il padre e il figlio erano molto simili.

Baba ve oğlu birbirine çok benziyordu.

Le balene sono simili ai pesci come forma.

Balinalar şekil olarak balıklara benzerler.

Questi artigli, simili a tripodi, si aggrappano alla pelle

Bu üçayak benzeri pençeler deriye tutunur ve yapışır,

Tom indossava degli abiti simili a quelli di John.

Tom John'unkine benzer kıyafetler giyiyordu.

Cellule oculari simili a specchi amplificano la poca luce presente.

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

È ideale per rettili e simili per trovare riparo dal caldo.

Bu da burayı börtü böceğin sıcaktan korunması için harika bir yer haline getiriyor.

Anche se simili alle otarie orsine, sono sette volte più grandi.

Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.

- Sai come ci si sente a tradurre un centinaio di variazioni simili di una frase?
- Sapete come ci si sente a tradurre un centinaio di variazioni simili di una frase?
- Tu sai come ci si sente a tradurre un centinaio di variazioni simili di una frase?
- Voi sapete come ci si sente a tradurre un centinaio di variazioni simili di una frase?
- Sa come ci si sente a tradurre un centinaio di variazioni simili di una frase?
- Lei sa come ci si sente a tradurre un centinaio di variazioni simili di una frase?

Bir cümlenin yüzlerce benzer varyasyonlarını çevirmenin nasıl hissettirdiğini biliyor musun?

Ma credo che molti di noi abbiano storie simili e possano identificarsi.

Ve bence çoğumuz buna benzer hikâyelere sahibiz ya da aşinayız.

Le pedicellarie sono appendici lunghe, simili a dita con tre dentini all'estremità.

Pediseller, uçlarında üç küçük diş bulunan uzun ve parmağa benzeyen uzantılardır.

La Danimarca e i Paesi Bassi hanno messo in atto simili strategie.

Danimarka ve Hollanda da, benzer sistemleri hizmete koydu.

Uomini simili a quelli che mi hanno perseguitata gran parte della mia vita.

Hayatımın çoğunda beni rahatsız eden adamlara benzeyen,

In realtà è un primate, ma ha denti più simili a un roditore.

Aslen bir primat olsa da kemirgen dişlerine sahiptir.

I suoi capelli erano lunghi e spettinati, simili alla criniera di un leone.

Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.

Quando ero bambino, pensavo che lo zucchero filato e le nuvole fossero simili.

- Küçükken, bulutları pamuk şekere benzetirdim.
- Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.

- Sai come ci si sente a tradurre un centinaio di variazioni simili di una frase?
- Tu sai come ci si sente a tradurre un centinaio di variazioni simili di una frase?

Bir cümlenin yüzlerce benzer varyasyonlarını çevirmenin nasıl hissettirdiğini biliyor musun?

- Tom e suo fratello sono abbastanza simili.
- Tom e suo fratello si assomigliano abbastanza.

Tom ve erkek kardeşi oldukça benzer görünüyor.

Le famiglie felici sono tutte simili, ogni famiglia infelice lo è a modo suo.

Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile mutsuzluğunu kendine göre yaşar.

- Ken e suo fratello si assomigliano molto.
- Ken e suo fratello sono molto simili.

Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer.

Quando hai un legame simile con un animale e hai esperienze simili, è assolutamente stupefacente.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

- A Tom piacciono le persone simili a lui.
- A Tom piace la gente simile a lui.

Tom kendine benzeyen insanları sever.

I policy maker studiarono sistemi simili per l'Inghilterra e la Germania e poi li adattarono alle loro esigenze.

Siyasetçiler benzer sistemleri İngiltere ve Almanya’da incelediler ve daha sonra benimsediler.

Ma la cosa strana è che, quando ti avvicini a loro, ti rendi conto che siamo molto simili in molti modi.

Ama gariptir ki onlara yaklaştıkça birçok açıdan çok benzediğimizi fark ediyorsun.