Examples of using "Marea" in a sentence and their turkish translations:
Gelgit nihayet tersine dönüyor.
Gelgitin yön değiştirmesini beklerlerken...
Tamam, gelgit gerçekten hızlı bir şekilde gelmeye başladı.
Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.
Hepsinin çekim gücü birleşince en güçlü gelgitler oluşur.
Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.
Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.
Kayalık havuzunun oyuncuları her gelgitte değişir.
En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.
Zaman, gelgit ve cehennemden gelen kökler ile mücadele ediyorum.
Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.
Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.