Examples of using "L'oceano" in a sentence and their turkish translations:
Okyanusu seviyorum.
Biz okyanusu dinledik.
Onlar Atlantik Okyanusunu geçtiler.
Okyanusu seviyorum.
Pasifik dünyanın en büyük okyanusu.
Okyanus gerçekten büyük.
Ben de okyanusu görmek istiyorum.
yapmamız gereken son şey.
Okyanus sakindi.
Okyanusu buradan duyabiliriz.
Atlas Okyanusu Amerika'yı Avrupa'dan ayırır.
Sadece Pasifik Okyanusu tarafından ayrılıyoruz.
Tom hiç okyanus görmedi.
Peki belki de okyanusları temizlemek nafile.
Gemi ile okyanusu geçmek çok güzel.
Fransa'nın batısında Atlantik Okyanusu vardır.
Uçağımız Pasifik okyanusu üzerinde uçuyordu.
O, tekneyle Pasifik Okyanusunu geçmeyi başardı.
Gülümsemeni tekrar görebilmek için, okyanusları aşardım.
Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.
Küresel okyanusa ulaşmanın bir yolunu bulabilir?
Oradan da okyanusa ulaşmak için açık bir yolu var.
O tekneyle Pasifik Okyanusu'nu geçmeyi başardı.
Denizden yansıyan ay ışığına çekilerek okyanusa doğru gidiyorlar.
Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.
okyanus kapıları kırıp evin alt kısmını doldururdu.
Brezilya on tane ülke ve Atlantik Okyanusu ile çevrilidir.
Yalnız bu araçlar gökyüzüne ve karaya bakmaktan ziyade,
...Ay'ın çekim gücü... ...okyanuslarımızı kendine çekecek kadar güçlü.