Translation of "Infanzia" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Infanzia" in a sentence and their turkish translations:

- Dicci della tua infanzia.
- Ci dica della sua infanzia.
- Diteci della vostra infanzia.

- Bize çocukluğunuzdan bahsedin.
- Bize çocukluğundan bahset.

- Raccontami della tua infanzia.
- Mi racconti della sua infanzia.
- Raccontatemi della vostra infanzia.

Bana çocukluğundan söz et.

- Ricordo bene la mia infanzia.
- Io ricordo bene la mia infanzia.

- Çocukluğumu net hatırlıyorum.
- Çocukluğumu çok iyi hatırlıyorum.

Mi ricorda la mia infanzia.

O bana çocukluğumu hatırlatıyor.

- Tom ha realizzato un film sulla sua infanzia.
- Tom realizzò un film sulla sua infanzia.

Tom kendi çocukluğu hakkında bir film yaptı.

Mi ricordo volentieri della mia infanzia.

Çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.

- Durante la mia infanzia credevo a Babbo Natale.
- Durante la mia infanzia io credevo a Babbo Natale.

- Çocukluğumda Noel Baba'ya inandım.
- Çocukluğumda Noel Baba'ya inanıyordum.

- Sto basando la mia storia sulla mia infanzia.
- Io sto basando la mia storia sulla mia infanzia.

Çocukluğumla ilgili hikayeme dayandırıyorum.

- Tom ha detto a Mary tutto sulla sua infanzia.
- Tom disse a Mary tutto sulla sua infanzia.

Tom Mary'ye bütün çocukluğundan bahsetti.

E mi sono ispirato alla mia infanzia,

Çocukluğumdan

Questa canzone mi ricorda la mia infanzia.

O şarkı bana çocukluğumu hatırlatıyor.

La mia infanzia era più che felice.

Benim bebekliğim ayrı bir mutluluktu..

Mi ricordo spesso della mia infanzia felice.

Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum.

Tom non parla mai della sua infanzia.

Tom asla çocukluğu hakkında konuşmaz.

A Tom piace parlare della sua infanzia.

Tom, gençliğinden bahsetmeyi sever.

La canzone mi ricorda sempre la mia infanzia.

Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatır.

La musica mi ha riportato alla mia infanzia.

Müzik beni çocukluğuma götürdü.

Questa canzone mi ricorda sempre la mia infanzia.

Bu şarkı bana her zaman çocukluğumu hatırlatıyor.

- Tom si è chiesto dove ha trascorso la sua infanzia Mary.
- Tom si chiese dove trascorse la sua infanzia Mary.

Tom Mary'nin çocukluğunu nerede geçirdiğini merak ediyordu.

- Questo è il villaggio in cui ho passato la mia infanzia.
- Questo è il villaggio dove ho trascorso la mia infanzia.

Bu çocukluğumu geçirdiğim köydür.

Siamo passati dai quattro canali TV della mia infanzia

Çocukluğumdaki dört kanallı televizyondan

La foto mi riporta ai giorni della mia infanzia.

Fotoğraf beni çocukluk günlerime geri götürüyor.

Avete avuto molte esperienze felici durante la vostra infanzia?

- Çocukluğunda bolca mutlu anın oldu mu?
- Çocukluğunuzda bolca mutlu anınız oldu mu?

La sua storia mi ha riportato alla mia infanzia.

Onun hikayesi beni çocukluğuma geri götürdü.

La fotografia ha riportato a galla ricordi della mia infanzia.

Bu fotoğraf çocukluk hatıralarımı yeniden canlandırdı.

Questo parco mi fa tornare in mente la mia infanzia.

Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.

Alain desidera sempre restare nella sua casa natale, attaccato alla sua infanzia.

Alain çocukluğuna bağlıdır, her zaman doğum yerinde kalmak istiyor.

Questa è la casa in cui il poeta ha trascorso la sua infanzia.

Bu, şairin çocukluğunda yaşadığı evdir.