Examples of using "Entrato" in a sentence and their turkish translations:
Tom eve gelmiş olabilir.
O, bu odaya girmiş olmalı.
Eve nasıl girdiniz?
Detaylara girmedim.
Tom içeride yürüdü.
ve yönetim kuruluna katıldım.
Tom içeri nasıl girdi?
O, bankaya gitti.
İçeri nasıl girdin?
O odaya girdi.
O, sen ayrıldıktan sonra odaya girdi.
O, pencereden içeriye girdi.
Tom binaya gitti.
Ben girer girmez, o, odayı terk etti.
Sen içeri girdiğinde ayrılmak üzereydim.
Tom gergin biçimde içeri girdi.
Tom daireye girdi.
O benim odama girdi.
Tom eve girdi.
Odasına girdi.
Ben detaylara girdim.
Tom kapıyı açtı ve içeri girdi.
O, içeri girdiğinde hava kararmıştı.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan da içeriye muhtemelen böyle girdi.
Birisi odaya girdi.
Tom arabaya bindi.
Mayuko odaya girdi.
Üç yıl önce golf kulübüne katıldım.
Dışarısı soğuk, bu yüzden o, odanın içine geldi.
Tom ormana gitti.
- Sami camiye girdi.
- Sami caminin içine girdi.
Ben Hyogo Üniversitesi'ne girdim.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
Demokrat Parti'ye girdi ama oradan çok geçmeden ayrıldı.
Harvard'a girdim.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
Sonrasında iş dünyasına girdim ve bir hayırsever oldum.
Ben üniversiteye girdiğimden beri birçok arkadaşlar edindim.
Tom Mary'nin ofisine doğru yürüdü.
Penis vajinaya girdi.
Tom odasına girdi.
Tom ayrıntıya girmedi.
Tom üzerinde smokinle içeri girdi.
İneceğimiz vadi orada! Vay canına, bir hava akımına kapıldık!
- Odaya girdim ve onunla el sıkıştım.
- Odaya girdim ve onunla tokalaştım.
Tom içeriye girdi.
Ellerinde bir av tüfeği ile arabaya bindi.
Harvard'a nasıl girdin?
İçeriye girdiğimde Tom burada değildi.
Tünele nasıl girdin?
Polis hırsızın bir bodrum penceresinden girdiğini düşünüyor.
Gözüme sabun kaçtı.
Tom yemek odasına gitti.
Tom, ben odaya girdiğimde Mary'nin çektiği resimlere bakıyordu.
Tom, Mary'nin evine girdi.
- Sami saat altıda camiye girdi.
- Sami camiye saat altıda girdi.
Tom Mary'den sonra odaya girdi.
Ne zaman geldin?
Onun odasına girdim.
Tom bir bilet satın aldı ve içeri girdi.
General Hoche'nin kadrosuna yaptığı bir büyüden sonra, General Lefebvre'nin crack öncü
Pinokyo yataktaydı, hızla uykuya daldı ve rüya görmeye başladı.
Tom'un odasına girdim.
Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı ama John odaya girince ingilizceye döndüler.
Kapı açıldı ve bir adam içeri geldi.
Tom odaya girdi ve ışıkları açtı.
Ben onunla temas kurdum.
Tom Mary'nin yatak odasına yürüdü.
Odaya girdiğinde Tom gülümsemiyordu.
NASA'ya 1960 yılında Marshall Uzay Uçuş Merkezi'nin ilk yöneticisi olarak katıldı.
İçeri girdiğimde Tom ve Mary öpüşüyorlardı.
Tom odaya girdi ve kapıyı kapadı.
Restorana girdim ve öğle yemeği yedim.
Ona cebir ev ödevini açıklamaya çalıştım ama o bir kulağından girdi diğerinden geri çıktı.
Silahını çizilmiş Tom odaya girdi.
Sınıfa girdiğimde çalışan tek kişi Tom'du.
Odaya girdiğimde, Tom'u yerde baygın buldum.
Tom birahaneye yürüdü ve bir bardak bira ısmarladı.
Tom boş odaya girdi ve hemen küllükte yanan bir sigara fark etti.
Girdikten sonra çadırın fermuarını kapatmayı unutma.
Hırsız, kırık bir pencereden girdi.
Mutfağa girdiğimde, o pilavlı tavuk köri yapıyordu.