Examples of using "Egli" in a sentence and their turkish translations:
Onun birkaç arkadaş var.
O, birçok insan tanıyor.
O aşırı para harcıyor.
O bir hırsızdır.
O hukuk okumaya karar verdi.
Onun için üç tane güzel gül seçti.
Onun dün geldiğini biliyorum.
O görevlerini ihmal etti.
Duygularını gizlemez.
Bildiğim kadarıyla, o gelmeyecek.
Onun okuduğunu biliyorum.
- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.
Gerçeği bilse, bize söyler.
İyi bir şarap gibi, o yaşla gelişir.
O güçlüdür, cesurdur ve her şeyden önce naziktir.
O objeler arasında bir seçim yapmak zorundadır.
O neredeyse her gün ağlıyor.
Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı.
O sonunda çekilmek zorunda kaldı.
- O aşırı para harcıyor.
- Onun bir sürü parası var.
O susamıştı.
O iyi bir insan değil.
Bu sürenin bir kısmını kendisi de hapiste geçirir,
O bugün çok daha iyi hissediyor.
O bir hırsızdır.
Onun bir köpeği vardı.
O bir oyun yazarı.
O saat onda Tokyo'ya hareket eder.
O bu tür işler yapamaz, ve o da.
O, Tom'u küçümsüyor.
Sabahları her zaman ofiste değildir.
Ona umutsuz bir çatışma öfkeli ... atlar atlara, erkeklere karşı erkeklere,
Resmi bir şekilde şehrin teslimiyetini umuyordu
O, bir at kadar güçlü.
Ama Saint-Helena'da sürgünde olan Napolyon'dan en iyi generalini seçmesi istendiğinde,
Ben onun söylediklerine inanmıyorum.
Delirmiş gibi davranıyor.
- O bir mektup yazdı.
- Bir mektup yazdı.
O gündüz uyur, gece çalışır.
Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
İnsanın gerçekten yapmak istemediği bir sürü istekleri vardır, ve aksini düşünmek bir yanlış anlama olurdu.O onların istekler kalmasını ister, onların sadece onun hayalinde değeri vardır; Onların yapılması ona karşı daha şiddetli bir hayal kırıklığı olurdu. Böyle bir istek sonsuz hayat için istektir.Eğer onlar yerine getirilse, insan sonsuza kadar yaşamaktan tamamen usanırdı ve ölümü isterdi.