Examples of using "Divieto" in a sentence and their turkish translations:
Tüm dünyadaki kurumlar Çin'i bu yasağı kalıcı hale getirmeye zorluyor.
Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.