Examples of using "Contro" in a sentence and their turkish translations:
Onlar buna karşı oy kullandı.
- Sana sıkacağım.
- Sana ateş edeceğim.
Bana bağırma.
Ona bağırma.
Tom'un aleyhinde neyin var?
Tom'a karşı bir şeyin var mı?
Kimse ona karşı oy kullanmadı.
Tom buna karşı oy kullandı.
Onlara karşı neyin var?
Bize karşı neyin var?
Ona karşı neyin var?
Neden bana bağırıyorsun?
Rüzgara karşı yelken açtık.
- Tom, Mary'ye bağırdı.
- Tom, Mary'ye seslendi.
Üç kişi fikre karşı oy kullandı.
Tom Mary'nin aleyhinde tanıklık etti.
Duvara yaslanma.
Bu duvara dayanma.
Tom'un aleyhinde bir şeyim yok.
Bu ilkelerime aykırı.
Herkes bana karşı.
Herkes bana karşı değil!
Tom bana hep bağırıyor.
Onlar Almanya'ya karşı çıktı.
O, onu iradesine karşı yaptı.
Çok sayıda iyi sporculara karşı yarıştı.
O yeni planı protesto etti.
Ben istemeden yalan söyledim.
Onlara karşı bir şeyim yok.
Tom sana karşı oy kullandı.
Merdiveni duvara doğru koy.
Biz zamana karşı mücadele ediyoruz.
Ben ona bağırmamalıydım.
Ben pencereye çarptım.
Tom Mary'ye bağırmaya başladı.
5'e 4 oyla.
O, sözleşmeye aykırıdır.
Herkes bana bağırıyor.
Bu hukuka aykırı mı?
Savaşa karşıyım.
Evliliğe karşıyım.
Ona karşı hiçbir şeyim yok.
Ona karşı bir şeyim yok.
Schalke bu gece İnter Milan'la oynuyor.
Bana şimdiden kızdılar.
O, geyiğe bir ok attı.
Teniste ona yenildi.
Tom'u kışkırtmayı göze alamazsın.
Köpeğin onlara havlar mı
O, köpeğe bir taş attı.
Bağıracak kimsem yok.
Tom kulağını duvara dayadı.
Irk ayrımcılığına karşı mücadele etti.
Bunun yasalara aykırı olduğunu biliyorum.
Tom'a bağırmamalıydım.
Ben pencereden Mary'ye bağırdım.
Tom grip aşısı aldı.
Biz ücretlerin azaltılmasını protesto ettik.
Tom asla bize bağırmaz.
O, dizini sandalyeye çarptı.
Eşim aleyhine asla tanıklık etmezdim.
Ben asla Tom tarafından yenilgiye uğramadım.
Tom, Mary'ye karşı tanıklık etmeyi kabul etti.
Tüm beklentilerin aksine, biz iyi arkadaş olduk.
Yasalara aykırı bir şey yapmak istemem.
Tekne iskeleye çarptı.
bu kargaşaya meydan okuyacağız.
Mahkumiyetimi protesto ediyorum.
Cinayet yasalara aykırı.
Onlar birbirleriyle çarpıştılar.
Joe'ya karşı bir tuzak var.
Onu yapmak yasaya aykırı.
Bu insanlığa karşı bir suçtur!
Bu insanlığa karşı bir suç.
Ben onlara karşı bahse girmezdim.
Ben ona karşı bahse girmezdim.
Ben ona karşı bahse girmezdim.
Tom Mary'ye ne seslendi?
Sami, Leyla'ya bağırdı.
Araba bir ağaca çarptı.
AIDS araştırması yaptım.
Burada ishal için biraz ilaç var.
Eğitim şiddete karşı en iyi panzehirdir.
- İşi rızası olmadan yaptı.
- İşi zorlamayla yaptı.
Avustralya karşı olan dünkü maçı izledin mi?
Öğrenciler, yeni hükümete karşı gösteri düzenlediler.
Tom silahını Mary'ye doğrulttu.
Adam bir silahı dedektife doğrulttu.
İşi rızam olmadan yaptım.
Tom bıçağını Mary'ye fırlattı.
Biri onlara taş attı.
Silahlarımızı onlara doğrulttuk.
Dan, Linda'nın garsona bağırdığını duydu.
Bu ilacın gribe karşı hiçbir koruması yoktur.
İran ABD'ye karşı savaş ilan etti.
Protestocular polise taş attı.
Avantajları ve dezavantajları düşünüp taşınmak zorundayız.
ve de savaşmak için güçsüz olduklarına.