Examples of using "Diversa" in a sentence and their turkish translations:
O farklı.
O her zaman farklıydı.
Ben farklıyım.
Göründüğünden daha farklı.
Her insan farklıdır.
Bu sefer farklı.
Farklı görünüyorsun.
Bu sefer farklı olacak.
Tom'un farklı bir görüşü var.
O şimdi farklı olacak.
Tom şimdi farklı bir kişi gibi.
Benim düşüncem sizinkinden farklı.
- Senin cevabın benimkinden farklı.
- Senin yanıtın benimkinden farklı.
Sen farklısın.
Benim üniversitem farklı.
O kopya, orijinalinden farklı.
Tom'un farklı bir perspektifi var.
Bu çok farklı bir şey.
Ben çok farklı görünüyorum.
Farklı bir fikrim var.
- Ben çok farklı mıyım?
- Çok farklı mıyım?
Farklı hissediyorum.
Farklı bir düşüncem var.
Şimdi farklıyım.
- Benim görüşüm sizinkinden tamamen farklı.
- Benim görüşüm seninkinden tamamen farklı.
Benim kameram seninkinden farklıdır.
- O, annesine benzemiyor.
- O annesi gibi bir şey değil.
O, filmin sonunda çok farklıdır.
Biraz farklı bir fizikle mümkün olabilirdi
Bu farklı bir şey. İlginç bir şey.
Bu farklıdır.
Bu farklıydı.
Her biri farklıdır.
Farklı bir tane deneyelim.
Bu farklı olacak.
Farklı görünüyor.
Fakat o başka bir şeye değiniyordu.
Tom'un durumu farklı.
Bu çok farklıydı.
Leyla farklıdır.
Şimdi o tamamen farklı.
Senin yaşam felsefen benimkinden farklı.
Onun cevabı benimkinden farklıdır.
- Hayat Tom için çok farklıydı.
- Yaşam Tom için çok farklıydı.
Bugün farklı görünüyorsun.
Farklı olmak istemiyorum.
Senin farklı olduğunu düşündüm.
Bu şimdi farklı görünüyor.
Benim farklı oduğumu biliyorsun.
- Senden çok farklı mıyım?
- Sizden çok farklı mıyım?
Ben senden farklı değilim.
Farklı görünüyorsun.
Sen farklı değilsin.
ve her bir rengin farklı bir dalga uzunluğu vardır.
her şey çok farklı sonlanabilirdi.
Ancak bugün gerçeğin farklı olduğunu biliyorum.
Benim görüşüm sizinkinden biraz farklı.
Benim fikrim seninkinden tamamen farklı.
Avustralya farklı değil.
Her kadın farklıdır.
Ben zaten farklı hissediyorum.
Her sefer farklıydı.
Farklı bir durum.
Yaşam şimdi farklı.
Farklı görünmek istiyorum.
mümkün olan şeylerin üzerine
Yeni bir aile içinse gece farklı bir engel teşkil ediyor.
Bu farklı.
Bu bütünüyle farklı.
Bu tam farklı bir hikaye.
Bu masa sipariş ettiğimden farklı.
Diğer taraftan, onun başka bir görüşü vardı.
Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.
Amerika Birleşik Devletleri'nde insanlar mahjong'un farklı bir sürümünü oynarlar.
Dünya suyu olmasından dolayı diğer gezegenlerden farklıdır.
Rusya'nın dayanıklılığı, sahip olduğu her şeye benzemiyor hiç karşılaşmadım.
- Kişiden kişiye değişir.
- Herkes için farklı.
O kadar farklı değildi.
Neden farklı olmalı?
Tom'un durumu farklıydı.
Biraz farklıydı.
Avrupa'da birçok farklı insanlar var.
Bizden çok farklısın.
Benim fikrim onunkinden farklıdır.
Fakat Birleşik Devletler'de, çok sayıda çalışan, çok farklı bir gerçekle yüzleşiyor.
Senin hayat felsefen benimkinden farklı.
Açık düzlüklerde her gece farklı bir mücadele verilir. Afrika Savanı kararıyor.
Şirketler birbirlerine göre farklılıklar gösterir, ve her bir problemin değerlendirilmesi yeniliklere açık ve esnek bir yaklaşıma sahip olmayı gerektirir.
Ben sıradışıyım.
Kate'in sesi diğer kızlarınkinden açıkça farklı.
Sen sıradışısın.
Kendi dilinden başka bir dilde cümleler eklemekten kaçınmalısın, çünkü ana dilinde ya da lehçende yazmadıkça birçok hata yapmaya eğilimlisin.
Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.