Examples of using "Giorni" in a sentence and their turkish translations:
Bana beş gün verin.
Kalan sadece üç gün var.
O günleri hatırlıyorum.
Yılda kaç gün yüzüyorsun?
Sadece üç günümüz var.
On gün geçti.
Günlerce yağmur yağdı.
Birkaç gün kalmak istiyorum.
İki gün içinde beni yeniden ara.
Üç günümüz kaldı.
- Aralık 31 gün çeker.
- Aralıkta 31 gün vardır.
Üç gün önce ulaştın.
Üç gün önceydi.
Şubatın sadece 28 günü vardır.
Senin günlerin sayılı.
Son zamanlarda nasılsın?
O, üç günden sonra geri geldi.
Onlar daha iyi günler gördü.
Üç gün boyunca kar yağdı.
Dört gün kar yağdı.
Onlar daha iyi günler gördü.
Günlerdir yemek yemedim.
Huzursuzluk üç gün sürdü.
Bağdat'ta üç gün geçirdik.
Ve üç gün içinde onu yükseltecek misiniz?
Ben üç gün daha kalacağım.
Biz üç gün önce geldik.
Günlerimizi geçiririz,
Birkaç gün kaldı!
Üç gün içinde gel lütfen.
Bu günlerde ne iş yapıyorsun?
Bu günlerden biri bu günlerden hiçbiri değil.
Üç gün önce ona rastladım.
Dan birkaç gün burada kalacak.
Ben üç gün önce geldim.
O kaç gün önce oldu?
- Bu üç gün yeter.
- Bu üç günlüğüne yeter.
İki gün sonra adaya vardık.
Üç gündür buradayım.
Onu sana iki gün önce gönderdim.
Bugünlerde hep meşgulüm.
Bu günlerde ne okuyorsun?
Sadece üç gündür oradaydım
Noel'e kadar sadece üç gün var.
Yağmur beş gün sürdü.
Ben iki gündür yemek yemedim.
İki gündür eğitim görmüyorum.
Birkaç gün burada kalacağım.
Dört gündür yemek yemedim.
Zaten üç gün bekledik.
Tom üç gün sonra geldi.
- Soğuk kış günlerinden nefret ederim.
- Soğuk kış günlerinden nefret ediyorum.
Üç gündür yemek yemedim.
O her üç günde bir buraya gelir.
Biz her gün İngilizce öğreniyoruz.
Bu günlerde mutluyum.
O iki gündür dinleniyor.
Deneme beş gün sürdü.
Şiddet, üç gün sürdü.
O üç gün önce meydana geldi.
Biz buraya üç gün önce geldik.
Boston'da üç gün geçirdik.
Üç gündür oradaydım.
İki gündür burada bulunuyoruz.
Üç gün Roma'da kalacağım.
Tom hapiste üç gün geçirdi.
Tom Boston'da üç gün geçirdi.
Üç gün önceydi.
İki gündür kar yağıyor.
Günlerdir uyumadım.
Daha iyi günler geçirdim.
Günlerce yağmur yağdı.
Üç gün içinde gideceğim.
Kalan sadece üç gün var.
Birkaç gün içinde gelirim.
O günler bitti.
O günler geçti.
- Toplantı, on gün uzaklıktadır.
- Toplantı on gün sonra.
- Toplantıya on gün var.
Üç gündür buradayız.
Bu günlerde ben çok meşgulüm.
Dört gün sonra ayrıldık.
Kırk gün yetecek kadar yiyecek vardı.
İşi üç gün içinde yaptım.
O, işi iki gün içinde yaptı.
Roman'ı üç gün içinde okudum.
İki gündür meşgul değildim.
Güneşin etrafında 365 günde döner.
Tom sadece üç gün izin aldı.
Peş peşe beş gün yağmur yağdı.
O bugünün Bach'ıdır.
O günümüzün Newton'udur.
O son birkaç gündür hasta.
İki üç gün izin alacağım.
- Bugünlerde iştahsızım.
- Bu aralar iştahım yok.
Ben iki gün içinde Avustralya'ya döneceğim.
Rüzgarlı günleri sevmiyorum.