Examples of using "Carbone" in a sentence and their turkish translations:
Onlar biraz kömür yaktılar.
Kömür yanıyor.
Derede biraz kömür var.
Evet, hala kömür yakıyorlar.
- O tıpa tıp babasına benziyor.
- O, babasını kopyasıdır.
Bir karga, kömür kadar siyahtır.
Kuzgun, kömür gibi siyahtır.
Eskiden bir madenciydim.
Ancak Pekin'deki tüm kömür santrallerini kapattılar.
Güneydoğu kömür, ham petrol ve doğal gaz ile ilgili önemli bir enerji üreticisidir.
Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
Kömür, doğal gaz ve petrol, milyonlarca yıl önce yaşamış bitki ve hayvanların kalıntılarıdır.