Examples of using "Caccia" in a sentence and their turkish translations:
İyi avlar!
Ben avlanmaya gidiyorum.
Ava gitmek istiyorum.
Avlanmaya gitmeliydim.
Av bitti.
Tom sülün avına gitti.
Tom ördek avına gitti.
Ben boş zamanımda avlanmaya giderim.
Tom ava gitmek istiyor.
Erkekler aslanları avlamaya gitti.
Tom ava gittiğini söyledi.
İkisini de doyuran avları anne indiriyor.
Tom'un avlanma ruhsatı var mı?
Bu kedi sıçanları kovalamaz.
Tom avlanmak istemiyor.
O artık avlanmadığını söyledi.
Tom bir av kazasında öldü.
Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.
Avcılık milli parklarda yasaklanmıştır.
Balığa çıkmayı mı yoksa ava çıkmayı mı tercih edersin?
Tom artık avlanmadığını söyledi.
Şartlar, av için haftalarca bu kadar iyi olmayacak.
Bir erkek puma. O da ava çıkmış.
Tungara kurbağalarını avlayan bir yırtıcı var.
Sırtlanlar ve parslar yakında ava çıkacak.
Beni av stratejisinin bir parçası olarak kullandı.
Bütün bir yaşamı avcılık yeteneklerini geliştirmek
Ortada bunca av olması başka jaguarları da buraya çekiyor.
İlk başta, balık avlayacağını düşündüm.
Kartal sinek yakalamaz.
Paolo bana ertesi gün ava çıkacağımızı söyledi.
Avlanma sahalarını büyük kedilerle paylaşıyorlar.
Onun sevdiği eğlenceler avcılık ve golf.
Tom ava çıkmak istedi.
UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?
Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.
Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.
Tom geceyi eski bir avcı kulübesinde geçirdi.
Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.
Fakat bu minik canavarlar genelde birbirlerini avlar.
Onu avlayan bir sürü yırtıcı tür var.
Kedi fareyi kovaladı ama onu yakalayamadı.
Tom avlanmak istemedi.
İlk başta ıstakoz avlamak için de yengeç yönteminin aynısını kullandı.
Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır.
Tom'un duvarında asılı av sahnesini tasvir eden bir resmi var.
Babamla birlikte ava gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.