Examples of using "Dovuta" in a sentence and their turkish translations:
Onu öldürmemeniz gerekirdi.
- Gitmek zorunda kaldım.
- Gitmem gerekiyordu.
Geri gitmek zorunda kaldım.
Onunla evlenmem gerektiğini biliyordum.
Onun gitmesine izin vermemeliydik.
Onun yokluğu fırtına yüzündendi.
Oraya gitmemeliydim.
Hazır olmalıydım.
Gelmeliydin.
Seninle gelmeliydim.
Bir öğretmen olmalıydım.
Daha erken gelmeliydim.
Onun hastalığı çok yemek yediğinin göstergesi.
Bundan uzak durmalıydım.
Onun yokluğu hastalıktan dolayı idi.
Daha önce varmalıydım.
Bu asla olmamalıydı.
Tom'la birlikte kalmalıydım.
Onunla kalmalıydım.
Onunla kalmalıydım.
Tom'la birlikte olmalıydım.
Tom'la gitmeliydim.
Dün oraya gitmek zorunda kaldım.
Buraya gelmemeliydim.
Daha özel olmalıydım.
Avlanmaya gitmeliydim.
Onunla gitmeliydim.
Onunla gitmeliydim.
Onlarla olmalıydım.
Onunla olmalıydım.
Onunla olmalıydım.
Onu asla işe almamam gerekirdi.
Tanrı tarafından terk edilmiş hissedebileceğim bir zamanda
Mary okula gitmek zorunda kaldı.
Onu kovmak zorundaydım.
Onlara terk etmek zorunda kaldığımı söyle.
Eve daha erken gitmeliydim.
Onlardan uzak durmak zorundaydım.
Ondan uzak durmak zorundaydım.
Onu görmeliydiniz.
Sana güven duymamalıydım.
Benim koşmamı görmeliydin.
Acil servise gitmem gerekti.
Onun balığa gitmesine izin vermeliydim.
Oraya tek başıma gitmezdim.
Onunla kalmalıydın.
Onunla kalmalıydın.
Asla bir öğretmen olmamalıydım.
Partiye gelmeliydin.
Ona güvenmemeliydim.
Ona güvenmemeliydim.
Buraya gelmemeliydin.
Eve dönmek zorundaydım.
Mary Tom'la evlenmemeliydi.
Onlara güvenmemeliydim.
Tom'a güvenmemeliydim.
Onun gitmesine izin vermek zorunda kaldım.
- Trenle gelmeliydin.
- Trenle gelmeliydiniz.
Tom'un evine gitmemeliydim.
Alışveriş merkezine Tom'la gitmeliydim.
Treni kaçırdım. Daha erken gelmiş olmam gerekirdi.
Başka yerde o kadar uzun kalmamalıydım.
Tom hakkında endişelenmek zorunda değildim.
Asla ona güvenmemeliydim.
Tom'a asla güvenmemeliydim.
Asla onlara güvenmemeliydim.
Asla ona güvenmemeliydim.
Onlar için asla endişelenmem gerekmedi.
Sen ayağa kalkmalıydın.
Gelmen gerekirdi. Eğlenceliydi.
O kadar erken gelmemeliydin.
Tom'dan özür dilemen gerekirdi.
Zaten eve gitmeliydin.
Eve erken gitmek zorunda kaldım.
Bu şekilde hissetmemem gerektiğini biliyorum.
Tom ve Mary senin kadar meşgul değiller.
Amerika'ya gitmek zorunda kaldım.
Neden bizden gizlemek zorunda kaldın?
- Bizimle birlikte gelmeliydin.
- Bizimle gelmeliydin.
Eve yürümek zorunda kaldım.
Dişini çektirmen için dişçiye gitmeliydin.
Tom ile Boston'a gitmek zorunda kaldım.
Arabam bozulduğu için oraya yürümek zorunda kaldım.
Taksi yoktu bu nedenle eve yürümek zorunda kaldım.
Eve gece geç saatte kendi başıma gitmemeliydim.
Onlara güvenmek zorundaydım.
Ona güvenmek zorundaydım.
Ona güvenmek zorundaydım.
Disneyland çok ilginçti. Bizimle gelmeliydin.
Parti eğlenceliydi. Senin de gelmen gerekirdi.