Translation of "Vízen" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Vízen" in a sentence and their turkish translations:

Imádok lebegni a vízen.

Su üstünde yüzmeyi severim.

Az olaj úszik a vízen.

Yağ suda yüzer.

Mindent iszunk a vízen kívül.

Biz su hariç her şeyi içeriz.

Egy kicsike csónakon vitorlázik a vízen.

O küçük bir tekne ile suda ilerliyor.

Három napig kekszen és vízen élt.

Üç gün boyunca kraker ve suyla yaşadı.

A kövek nem úsznak a vízen.

Taşlar yüzmezler.

A vízen tükröződő holdvilág vonzásában az óceán felé tartanak.

Denizden yansıyan ay ışığına çekilerek okyanusa doğru gidiyorlar.

Hallottam a hosszúszárnyú bálnák csodálatos hangját a vízen át.

Suyun içinde kambur balinaların inanılmaz seslerini duyabiliyorsun.

Az anyag elég könnyű ahhoz, hogy ússzon a vízen.

Bu nesne su üzerinde yüzmek için yeterince hafif.

- Velence egy vízre épült város.
- Velence egy város a vízen.

Venedik sular üzerinde bir şehirdir.

A nap megcsillant a vízen az öreg vitorlás hajó előtt.

Güneş eski yelkenlinin önündeki suda parlıyordu.

- Jézus vízen járt, majd átváltoztatta borrá? - Nem, az egy másik történet!

"İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü?" "Hayır bu başka bir konu!"