Examples of using "Választása" in a sentence and their turkish translations:
Seçeneği yok.
Tom'un bir seçeneği vardı.
Tom'un iki seçeneği var.
Bu senin seçimindi.
Kaderini kabul etmekten başka seçeneği yoktu.
Tom polise itiraf etmekten başka bir seçeneği olmadığını hissetti.
Tom'un Mary'nin ona yardım etmesini istemekten başka şansı yoktu.