Examples of using "Sűrű" in a sentence and their turkish translations:
Yoğun bir sis vardı.
Çorba koyu.
Tom'un sakalı gür.
Orman çok sık.
Geceleri ormanın derinlikleri çok tehlikeli olduğu için
Evren sıcak, yoğun ve hatırı sayılır derecede pürüzsüzdü
- Şiddetli yağmurdan dolayı trenler durdu.
- Şiddetli yağmur sonucunda trenler durdu.
Onun çok saçı var.
Gelecek hafta yoğun olacak.
çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.
Bu sabah görebileceğim tek şey evimizi çevreleyen kalın sis.
Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.
Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.