Examples of using "Nehezebb" in a sentence and their turkish translations:
O düşünmenden daha zordur.
Bu onu zorlaştırır.
Bu ağırlaşıyor.
Bu göründüğünden daha zor.
Zannettiğinden daha zor.
görmezden gelmek zordur.
Düşündüğümden daha zordu.
Bu düşündüğünüzden daha zor.
Ne kadar zor olursa o kadar iyi olur.
Ben senden çok daha ağırım.
- Altın demirden daha ağırdır.
- Altın, demirden daha ağırdır.
Altın gümüşten daha ağırdır.
Eşinin iki katı kadar ağırdır.
Fizik, matematikten daha zordur.
Matematiki fizikten daha zordur.
Fransızca İngilizceden daha zor mu?
O, olmasını beklediğimizden çok daha zordu.
Tom göründüğünden daha ağır.
Senden çok daha ağır değilim.
Göründüğünden çok daha zor.
Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,
propagandanın neye benzediğini bilmek daha da zor olabilir.
Annelerinin sesini takip etmeleri zorlaşıyor.
Kara gün için para biriktirin.
Bu kılıç olacağını düşündüğümden daha ağır.
Tom, Mary'den otuz pound daha ağırdır.
30 kilodan daha ağır bir valizi kaldıramam.
Senin bavulun benimkinden daha ağır.
Bu bavul göründüğünden daha ağır.
O, ondan çok daha ağırdır.
Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor.
Tarih bize bunun sandığımızdan çok daha zor olduğunu gösterdi.
Hangisi daha ağır, kurşun mu yoksa altın mı?
- Umduğumdan daha zordu.
- Beklediğimden daha zordu.
Kitabın ilk bölümü ikinciden daha zordur.
Tekrar inşa etmek ise çok daha zordur. Hayatında pişman olduğun bir şey var mı?
Ben senden çok daha kiloluyum.
Zor zamanlar için kenarda biraz para bulundurmalısın.
Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.
Mühendislerin Japonca öğrenmesi, Japonların İngilizce öğrenmesinden daha zordur.
Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.
Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.