Examples of using "Közös" in a sentence and their turkish translations:
Bizim karşılıklı arkadaşlarımız var.
Bizim ortak çıkarlarımız var.
Ortak bir arkadaşımız var.
Biz vatandaşız.
Buna müştereken sahibiz.
sürücü koltuğundayız.
çözümleri paylaşmalı;
Sen ve ben ortak bir şeye sahibiz.
Ortak bir bildiri üzerinde anlaştılar.
Onlar karşılıklı anlaşmayla boşandılar.
- Bizim ortak bir şeyimiz yok.
- Ortak hiçbir şeyimiz yok.
herkesle ortak nokta bulabilirler,
Bu aracı, ortak hatıralar olarak düşünüyorum.
ortak bir mutfaktan çay içebilir.
Burada ortak olan şey,
Hepsinin çekim gücü birleşince en güçlü gelgitler oluşur.
Çok az ortak yanımız var.
Herkesin işi kimsenin işi değildir.
Bu karşılıklı bir karardı.
Bunu ortak bilgi olduğunu düşünüyorum.
Siz ikinizin çok ortak özelliği var.
Ortak hiçbir şeyimiz yoktu.
Bizim geleceğimiz onların elinde.
Bu, birlikte son yüzüşlerinden biri olabilir.
Güreş hem bana hem de babama aitti.
Sözleşme karşılıklı olarak feshedildi.
kolektif hareketler planladıkları için işlerinden olacaklar.
Oyunlar, kamp ateşi gibidir.
Müzik insanlık için ortak bir dildir.
Tom ve Mary'nin neredeyse ortak hiçbir şeyi yok.
rıza düşüncesi seksle oldukça bağlantılı
veya sebze meyve yetiştiriciliği için paylaşılan araziyi,
Ortak ilgi alanlarımızın bizi yakınlaştıracağı
Biz maymunlardan evrim geçirmedik. Ortak bir atayı paylaşıyoruz.
Tom ve Mary'nin ortak bir yönü, onların müzik sevgisidir.
hepimizin bir bütün olduğunu hatırlatıyor--
çok ortak yanları yokmuş gibi görünüyorlar.
farklı insanların yan projesi gibi olduğunda hata yapıyoruz.
Onunla iyi geçinmek zordur.
Onların hayatını da. Bu çetin kış gecelerinden sağ çıkmanın tek yolu sıkı sıkıya sarılmak.
Jane Goodall tarafından, Jane Goodall ve Phillip Berman'ın hazırladığı Reason for Hope: A Spiritual Journey (Sönmeyen Umut: Spiritüel Bir Yolculuk) adlı kitaptan sesli olarak okunmuştur Telif Hakkı © 1999 Soko Publications Ltd. ve Phillip Berman. Hachette Audio'nun izniyle kullanılmıştır. Tüm hakları dünya çapında saklıdır.