Translation of "Könnyű" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Könnyű" in a sentence and their turkish translations:

- Ez könnyű.
- Könnyű.

- Bu kolay.
- Bu basit.

- Ez könnyű.
- Ez egyszerű.
- Könnyű.

- Bu kolay.
- O kolaydır.

- Könnyű volt megszerezni.
- Könnyű volt elérni.

Onu elde etmek kolaydı.

- A spanyol könnyű.
- Könnyű a spanyol.

İspanyolca kolaydır.

Könnyű volt.

Kolaydı.

Könnyű megjegyezni.

Bunu hatırlamak kolay.

Könnyű úszni.

- Yüzme kolaydır.
- Yüzmek kolaydır.

Úszni könnyű.

Yüzme kolaydır.

Ez könnyű.

Bu kolay bir tane.

Könnyű lesz.

Bu kolay olacak.

Könnyű választás.

Seçim kolaydır.

- Ez nem mindig könnyű.
- Nem mindig könnyű.

Bu her zaman kolay değil.

- Tomival könnyű kijönni.
- Tomival könnyű szót érteni.

- Tom ile geçinmek kolaydır.
- Tom geçinmesi kolaydır.

Haraghoz könnyű folyamodni,

Öfke kolay bir kurtarıcı

Nem lesz könnyű.

Kolay olmayacak.

Semmi sem könnyű.

Hiçbir şey kolay değildir.

Könnyű azt mondani.

- Senin söylemen kolay.
- Senin için söylemesi kolay.

Ez oly könnyű.

O çok kolay.

Nem olyan könnyű.

O kadar kolay değil.

Ez túl könnyű.

O çok kolay.

Ez könnyű volt.

O kolaydı.

Zongorázni nem könnyű.

Piyano çalmak kolay değildir.

Túl könnyű volt.

O çok kolaydı.

Könnyű az életem.

Benim hayatım kolay.

Könnyű volt megjavítani.

Bunu tamir etmek kolaydı.

Ez nem könnyű.

Bu kolay değil.

Nem volt könnyű.

Bu kolay değildi.

Nagyon könnyű lett.

Çok kolay oldu.

Túl könnyű lenne.

Bu çok kolay olurdu.

Könnyű azt mondani!

Bunu söylemek kolay!

- Idegen nyelven beszélni nem könnyű.
- Nem könnyű idegen nyelven beszélni.

Yabancı dilleri konuşmak kolay değildir.

- Nem könnyű mindig becsületesnek lenni.
- Nem könnyű mindig tisztességesnek lenni.

Her zaman dürüst olmak kolay değildir.

Bár az nem könnyű.

Ama bu hiç kolay değil.

De nem volt könnyű.

Ancak yine de kolay değildi.

Ezért könnyű súlyra törekszünk.

Dolayısıyla, çok hafif olmasını sağlamak lazım.

Könnyű rossz szokásokat felvenni.

Kötü alışkanlıklara düşmek kolaydır.

A második lecke könnyű.

Ders iki kolaydır.

Tom könnyű sérüléseket szenvedett.

Tom hafif yaralandı.

Nem könnyű az élet.

Hayat kolay değil.

Könnyű lefordítani Mary mondatait.

Mary'nin cümlelerini çevirmek kolaydır.

Ez a szék könnyű.

Bu sandalye hafif.

Ez nem volt könnyű.

Kolay değildi.

Azt mondtad, túl könnyű.

Bunun çok kolay olduğunu söyledin.

Ez a könnyű rész.

Bu kolay kısım.

Egyszerűen túl könnyű volt.

O sadece çok kolaydı.

Ez túl könnyű lenne.

Bu çok kolay olurdu.

Az nem lesz könnyű.

- Kolay olmayacak.
- O kolay olmayacak.

Az élet sosem könnyű.

Hayat hiç kolay değil.

Ez egy könnyű győzelem.

O kolay bir zafer.

Könnyű ez a laptop.

Bu laptop hafif.

Nem könnyű angolul beszélni.

İngilizce konuşmak kolay değildir.

Nem lesz olyan könnyű.

O kadar kolay olmayacak.

Ez nem lenne könnyű.

Bu kolay olmaz.

Az angolt könnyű megtanulni.

İngilizce öğrenmek kolaydır.

Nem volt mindig könnyű.

Bu her zaman kolay değildi.

Ez nem könnyű döntés.

Bu kolay bir karar değil.

Nem könnyű ez nekem.

Bu benim için kolay değil.

Tudom, hogy nem könnyű.

Bunun kolay olmadığını biliyorum.

Nem könnyű a gyermeknevelés.

Çocuk yetiştirmek kolay değil.

Soha nem könnyű nyerni.

Kazanmak asla kolay değil.

Nem volt könnyű nyerni.

Kazanmak kolay değildi.

Szinte túl könnyű volt.

Hemen hemen çok kolaydı.

Nem volt könnyű számomra.

- O benim için kolay değildi.
- Benim için kolay değildi.

Nem egy könnyű feladat.

Bu kolay bir görev değil.

Ez egyszerűen túl könnyű.

Bu sadece çok kolay.

Ez nem olyan könnyű.

Bu o kadar kolay değil.

Mary könnyű vacsorát evett.

Mary hafif bir akşam yemeği yedi.

Megvalósítható, de nem könnyű.

Bu yapılabilir ama kolay değil.

Könnyű volt Tomot megtalálni.

Tom'u bulmak kolaydı.

Nem könnyű hercegnek lenni.

Bir prens olmak kolay değildir.

Nem könnyű a választás.

Bunu seçmek zor.

Ez nem lesz könnyű.

Bu kolay olmayacak.

Tudom, ez nem könnyű.

Kolay olmadığını biliyorum.

Könnyű elképzelni, a Netflix-algoritmusok

oldukları hakkında bir konuşma yaptık. Netflix algoritmalarının,

Ez nedves évszakban könnyű feladat,

Bu, yağışlı mevsimlerde kolay bir işti.

Nem könnyű itt az élet.

...yaşaması kolay bir yer değildir.

Ez könnyű, de nem nyilvánvaló.

Bu kolay, ancak aşikar değil.

Közel sem könnyű ezt megérteni.

- Bunu anlamak hiç de kolay değil.
- Bunu anlamak hiç kolay değil.
- Kolayca anlaşılmaz.

Nem könnyű megoldani a problémát.

Sorunu çözmek kolay değildir.

Könnyű volt megközelíteni a tornyot.

Kuleye erişim kolaydı.

Nem könnyű idegen nyelven beszélni.

Bir yabancı dili konuşmak kolay değil.

A majmoknak könnyű fára mászni.

Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.

A kabátom könnyű, de meleg.

Benim paltom hafif ama sıcak tutar.

Erre a kérdésre könnyű válaszolni.

Bu soruya cevap vermek kolaydır.

Nem olyan könnyű, mint hiszed.

Bu düşündüğün kadar kolay değil.

Nem mondtam, hogy könnyű lesz.

Bunun kolay olacağını söylemedim.

Nem egy könnyű kérdés ez.

Bu kolay bir soru değil.

A változtatás soha nem könnyű.

Değişiklik asla kolay değil.

Tommal nem volt könnyű kijönni.

Tom geçinmesi kolay bir kişi değildi.

A többi már könnyű lesz.

Gerisi kolay olacak.