Examples of using "Spanyol" in a sentence and their turkish translations:
İspanyolca kolaydır.
Maria İspanyoldur.
Ben onun İspanyol olduğunu biliyorum.
Ben İspanyolum.
- İspanyolca onun ana dilidir.
- İspanyolca onun ana dili.
Tom İspanya'ya ait bir mahallede yaşıyor.
İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.
- Ben İspanyolcamı ilerletmek istiyorum.
- Ben İspanyolcamı geliştirmek istiyorum.
Bazı İspanyolca şarkılar öğrenmek istiyoruz.
İspanyolca onun için birçok kapıyı açtı.
Chavacano, İspanyolca tabanlı kreol dilidir.
İspanyolca ve Portekizce çok benzer dillerdir.
Onların yaşadığı şehrin büyük bir İspanyolca konuşan topluluğu var.
Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
İspanyolca eskiden Filipinler'in resmi diliydi.
Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.
- Arap dilinin etkisi, İspanyolca dilinde oldukça belirgindir.
- Arapçanın etkisi İspanyolcada oldukça belirgindir.
İlk olarak Valparaíso'daki İspanyol limanını vurdu. Oradan Şilili altını ve şarabı çaldı.
İspanyolca veya Portekizce'den hangisi ses açısından Arapça'ya daha yakındır?
İspanya'daki savaş en sonunda 240.000 Fransız askerine mal olacaktı:
16. yüzyılda Akdeniz'de Türk ve İspanyol korsanlar birbirleriyle sık sık mücadele ettiler
Dün meyve ve sebze satın almak için gittiğim süpermarkette bir İspanyolca şarkı çalıyordu.
İngilizce, Mandarin ve İspanyolca'dan sonra dünyadaki en çok konuşulan üçüncü dildir.
Türkçe Ğ ve İspanyolca H kaçtı ve birlikte birsürü tamamen sessiz çocukları oldu.