Examples of using "Igazságot" in a sentence and their turkish translations:
Ben gerçeği biliyorum.
Adalet istiyoruz.
O adalet istiyor.
Adalet istiyoruz.
O, gerçeği biliyor.
Gerçeği talep ediyorum.
Gerçeği istiyorum.
Gerçeği çarpıtıyorsun.
Gerçeği söyleyebilirsin.
Gerçeği bulacağız.
Ben gerçeği biliyorum.
Tom gerçeği bilmiyor.
gerçeği bilmemiz lazım.
O, gerçeği bilemez.
Hakikatı bilmek istiyorum.
- Gerçeğin ne olduğunu bilmiyorum.
- Doğrunun ne olduğunu bilmiyorum.
- Yakında gerçeği bileceksiniz.
- Yakında gerçeği öğreneceksiniz.
Adalet istiyorum.
Ben Tom'a gerçeği söyledim.
Sonunda gerçeği meydana çıkardım.
Tom gerçeği çarpıttı.
Gerçeği bir gün öğreneceksin.
belli insanların ve belli toplumların hakları korunurken
İşte, gerçeği böyle bulursunuz.
Kimse gerçeği bilmiyor.
Gerçeği söylemek niyetindeyim.
Bir gün gerçeği öğreneceksin.
Tom gerçeği gizlemeye çalıştı.
Bütün gerçeği söyleme zamanı.
Onlar gerçeği hak ediyor.
Şimdi bütün gerçekleri biliyorsun.
Tom gerçeği söylemeye korkuyordu.
Tom sonunda doğruyu söyledi.
Çünkü George Floyd için böyle bir adalet olmadı.
ve adaletin burada sağlanacağını bildiği yer.
Henüz gerçeği bilmiyoruz.
- Tom adalet değil, intikam istiyordu.
- Tom adalet istemiyordu, intikam istiyordu.
Bir daha asla gerçeği bilmeyeceğim.
Bana doğruyu söyleyebilirdin.
Bu olayda adaletin olduğunu sanmıyorum.
Onlara gerçeği söylemelisin.
Tom ve ben gerçeği biliyoruz.
- O gerçeği söyledi.
- O doğruyu söyledi.
Birkaç kişi gerçeği söylemeye cesaret etti.
Ben gerçeği söylemekten korkmuyorum.
biz kapılarımızı ilk kez Watts'daki isyanlardan sonra açtık.
Yarın ona gerçeği söylemek zorunda kalacağım.
O, gerçeği bilen tek kişi.
Oğlumun ölümü hakkındaki gerçeği bilmek istiyorum.
Doğruyu söylemedi.
Tom gerçeği saklamaya çalışmadı.
Gerçek kibarca anlatılabilir.
Onun, gerçeği bilemediği doğrudur.
Doğruyu bilmiyorum.
Bana gerçek söylenmedi.
Tom tüm gerçeği Mary'ye anlatmadı.
Tom'un bize gerçeği söylemesi gerekirdi.
Gerçeği zaten biliyorum.
Belki de Tom'a gerçeği söylemeliydin.
Belki de Tom'a doğruyu söylemeliydiler.
Herhangi bir yerdeki adaletsizlik her yerdeki adalet için bir tehdittir.
Biz sadece gerçeği istiyoruz.
Tom, Mary'ye gerçeği nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.
Sonra gerçekleri konuştuğum zamanları düşünüyorum.
Bazen doğruyu söylememek gereklidir.
O, henüz gerçeği bilmiyor.
Merak et! Şüphe et! Sorgula! Düşün! Gerçeği fark et!
Doğru konuştu.
Gerçeği hiç öğrenmedi.
Kuşkunuz varsa doğruyu söyleyin. Bu düşmanlarınızı yıkacak ve arkadaşlarınızı şaşırtacak.
- Bana gerçeği söyle.
- Bana gerçeği anlat.
Tom Mary'ye yalan söylemeyi sürdüremedi.O sadece ona gerçeği söylemek zorunda olduğunu hissetti.