Examples of using "Elmenni" in a sentence and their turkish translations:
Gitmeme izin verdiler.
Ne zaman gitmek istiyorsun??
- Ayrılmak istemiyorum.
- Gitmek istemiyorum.
- Bırakmak istemiyorum.
Tom terk etmeye çalıştı.
Gitmek üzereydim.
Tom'un gittiğini gördün mü?
Neden gitmek istiyorsun?
Ne zaman gidiyor olacaksın?
Gitmeyeceğim.
Gitmekte zorlandım.
Ne zaman ayrılmayı planlıyorsun?
Yüzmeye gitmek istiyorum.
Seninle birlikte konsere gitmek istiyorum.
Tom gidemez.
Tom gitmeyecek.
Andrea'yı evden ayrılırken gördüm.
Ne zaman gidiyor olacaksın?
Tom'un gitmesine izin veremedim.
Burayı bırakamam.
Neden gitmekte ısrar ediyorsun?
Kim alışverişe gitmek ister?
Canım dışarı çıkmak istiyor.
Şimdi gitmene izin veremem.
Oraya gerçekten gitmek istiyorum.
Ben bir kez daha oraya gitmek istiyorum.
Partiye gitmek istemiyor musun?
Niçin gitmek istediğini anlamak zor.
Fırsatların geçip gitmesine izin vermeyin.
Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
O düğüne gidemedi.
ABD'ye gitmek istiyorum.
Gerçekten şu anda terk edemem.
O konferansa katılmak istiyorum.
Tom tek başına gitmeyecek.
Bir ara Rusya'ya gitmek istiyorum.
Asla buradan ayrılmak istemiyorum.
Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.
Sık sık oraya gitmek isterim.
Toplantıya katılmayacak mısın?
Bu gece dışarı çıkmak isterim.
Gitmesine izin verme sakın!
hükûmetlerin diğer insanların da haklarını ellerinden almada
Bizzat Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'na,
Gitmek ve bir içki içmek istiyorum.
Onun gitmesine izin veriyorum.
- Onun doğum günü partisine gidemedim.
- Onun doğum günü partisine gitmem mümkün olmadı.
Japonya'ya gitmek istiyorum.
Asla gitmeyebilirim.
Onun doğum günü partisine gelemedim.
Yaklaşan seçimlerde oy vermeyi planlamıyorum.
Ben aslında asla oraya gitmek istemedim.
Tom partiye katılmak istedi.
Onun iş bitmeden çıktığını gördü.
Doğum günü partine gidemedim.
Londra'yı ziyaret etmek istiyorum.
Gitmek ve eşyamı almak istiyorum.
İstasyona yürüyerek gitmek bir saat sürer.
Tom'un asla gitmeyeceğini düşünüyordum.
Tom hiç gitmeyebilir.
Tom'un canı gerçekten patenle kaymak istemiyordu.
Tom Mary'nin gitmesine izin vermemeliydi.
Bırak gideyim.
Niçin bugün gitmek istiyorsun?
Tom'un gideceğini gerçekten düşünmüyorum.
Ben parka gitmek istiyorum.
Tom'un bizimle gitmek istediğini hiç düşünmedim.
Tom'un canı yürüyüş için dışarı çıkmak istedi.
Tom muhtemelen dışarıda yemek yemek istemeyecek.
Gösteriye seninle gitmek istiyorum ama beş param yok.
Tom'un neden gitmek istediğini hâlâ anlayamıyorum.
Sadece gidiyorduk.
Tom hasta olduğu için partiye katılamadı.
Kızım ceket kolumu tuttu ve gitmeme izin vermedi.
Tom, Mary'ye John'un sanat sergisine gidip gitmeyeceğini sordu.
Sadece terk edemem.
Tom canı diğer erkeklerle içmeye gitmek istemiyordu
Öylece gidemem. Patrona çıktığımı söylemek zorundayım.
Tom yarın sabah erken ayrılıyor olacak.
Tom'un gitmesine izin vermemeliydim.