Examples of using "Eleget" in a sentence and their turkish translations:
Yeterince dinledim.
Yeterince söyledim.
Yeterince yemek yiyor musun?
Yeterince biliyorduk.
Yeterince biliyoruz.
Yeterince biliyorsun.
Yeterince riske ettin.
Yeterince uyumadım.
Uykunu alıyor musun?
Ben yeterince uyumadım.
Bana yeterince para ödeniyor.
Onlar yeterince acı çekti.
Tom yeterince gördü.
Dün gece iyi uyudun mu?
Bu konuyu yeterince dinlediğimizi düşünüyorum.
Biz henüz yeterince bilmiyoruz.
Sen yeterince egzersiz yapmıyorsun.
Yeterince uyu.
Ülkelerin halk sağlığı alanındaki temel kapasitelerini
Onun içecek oldukça çok şeyi vardı.
Senin sorunun yeterince çalışmamandır.
modern bir patent sistemi yaratabiliriz.
"Biraz daha kahve alır mıydınız?" "Hayır, teşekkürler. Yeterince içtim."
Bence Tom'un istediğini yapsak iyi olur.
Bir insan çok fazla içebilir fakat bir insan asla yeterince içmez.
Tom ailesine yardım etmek için yeterli para kazanmıyor.
O bir gece kulübü müzisyeni olarak iyi bir geçim sağlayamadığı için tüm günlük bir işe girmek zorunda kaldı.
Onun beklentilerini karşılayamadım
Herkesi memnun etmek zordur.