Translation of "Először" in Turkish

0.065 sec.

Examples of using "Először" in a sentence and their turkish translations:

Először:

İlk tavsiyem şöyle:

- Ki lőtt először?
- Ki tüzelt először?

Önce kim ateş etti?

Először is,

Öncelikle,

Először működött.

O başta çalıştı.

Először te.

Önce sen.

Először ön.

Önce siz buyurun.

- Először együnk.
- Előbb együnk.
- Először együnk valamit.

Önce yemek yiyelim.

- Nekünk kell először beszélnünk.
- Beszélnünk kell először.

Önce konuşmalıyız.

- Hadd vegyem szemügyre először.
- Hadd vizsgáljam meg először.

Hele bir yoklayayım.

De először elemezzünk

Ama buna geçmeden önce, muhtemelen senin de

Oké, először is ...

Pekâlâ, öncelikle...

Mit tesznek először?

İlk yapacağınız şey nedir?

Most először azonban...

Ama artık... İlk defa olarak...

Mi érkeztünk először.

- Biz ilk olarak vardık.
- İlk biz ulaştık.

Mehetek először én?

İlk olarak gidebilir miyim?

Én megyek először.

İlk olarak ben gideceğim.

Tomi érkezett először.

Önce Tom buraya geldi.

Mit mondjak először?

Ben ilk ne söyleyeceğim.

Beszélnünk kellene először.

Önce biz konuşmalıyız.

Először vagy itt?

Buraya ilk defa mı geliyorsunuz?

Először kívánj valamit!

- Önce bir dilekte bulun.
- Önce bir niyet et.

Először bizonyítanod kell.

Önce kendini kanıtlamalısın.

Először nehéz volt.

Başta zordu.

Először Tomit hívtam.

Önce Tom'u aradım.

Először csalódott voltam.

Önce, ben hayal kırıklığına uğradım.

Tom beszélt először.

Önce Tom konuştu.

Tom érkezett először.

- Tom ilk geldi.
- Tom ilk olarak geldi.

Én kérdeztem először.

Önce ben sordum.

Én kérdeztelek először.

Önce sana sordum.

Először a hölgyek!

Önce bayanlar.

Szégyelltem magam először.

Başlangıçta utangaç hissettim.

Először reggeliznem kellene.

Önce kahvaltı yapmalıyım.

- Hol találkoztatok először?
- Ti ketten hol találkoztatok először egymással?

Siz ikiniz, ilk nerede karşılaşmıştınız?

Először a pirosakra koncentrálunk.

Çabalarımızı önce kırmızıya odaklıyoruz.

és napjaink történetében először

ve modern tarihte ilk kez

Először alaktalan foltnak tűnik,

İlk başta şekilsiz bir leke oluşturuyorlar.

Először megvallom értékrendem hibáit.

İzin verin öncelikle kendi değerlerim hakkındaki hataları paylaşayım.

Először egynek kell eldőlnie,

birinin önce düşmesi gerek,

Hová szeretnél menni először?

- Önce nereye gitmek istersin?
- İlk önce nereye gitmek istersin?

Először nem kedveltem őt

Başlangıçta, ondan hoşlanmadım.

Először nem hittek neki.

İlk olarak, onlar ona inanmadılar.

Most először ültem lovon.

Bu ilk kez bir ata binişim.

Először Tomit szeretném látni.

Önce Tom'u görmek istiyorum.

Ezt csináljuk meg először!

Önce bunu yapalım.

Tomi volt itt először.

Önce Tom buradaydı.

Először innom kell valamit.

Önce bir içkiye ihtiyacım var.

Életemben először látogattam Rómába.

Hayatımda ilk defa Roma'yı ziyaret ettim.

Először Londonban találkoztam vele.

Ben onunla ilk kez Londra'da karşılaştım.

Először Tomit kell kérdezned.

Önce Tom'a sormak zorundasın.

Először nem hittem neki.

Başta ona inanmadım.

Először összetévesztettelek a testvéreddel.

- Başlangıçta, yanlışlıkla seni erkek kardeşine benzettim.
- Başlangıçta seni erkek kardeşinle karıştırdım.
- Başlangıçta seni erkek kardeşine benzettim.

Mi értünk ide először.

- Buraya ilk biz geldik.
- Önce biz geldik buraya.

Ki volt itt először?

- Burada kim birinciydi?
- Buraya ilk kim geldi?

Először pénzt kell szerznünk.

Önce paraya ihtiyacımız var.

Először nem hittem Tomnak.

Başlangıçta Tom'a inanmadım.

Hadd mondják először ők.

Önce onlar konuşsun.

Jobb lenne először felhívni.

Önce onu arasam iyi olur.

Én fogok először bemenni.

Önce ben gireceğim.

Hogyan találkoztatok először Tomival?

Sn ve Tom ilk kez nasıl tanıştınız?

Ki szeretne először menni?

Kim önce gitmek ister?

Én voltam ott először.

Önce oradaydım.

Először én voltam itt

Önce buradaydım.

- Először vasald ki ezeket az ingeket.
- Először ezeket az ingeket vasald ki.

- Önce bu gömlekleri ütüleyin.
- Önce bu gömlekleri ütüle.

Akkor először is: álljanak meg.

İlk olarak durun.

Először is: a szabadság megtévesztő.

İlki, bağımsızlığın berbat bir şey olduğu.

Először a szag csapott meg:

Kokuyu hemen fark ettim.

Hogy először a dolgozóinkról gondoskodunk,

öncelikle çalışanlarınızla ilgilenmelisiniz.

Először is az OkCupidra regisztráltam,

Önce OkCupid'e girdim

Akkor tapasztaltam meg zsigerileg először –

Hapsedilmenin duygusal olarak nasıl bir his olduğunu

A kölykök először kóstoltak húst.

Bu yavrular ilk defa etin tadına bakıyor.

Mikor találkoztak először? Emlékszik rá?

Onunla nerede tanıştın? Hatırlıyor musun?

Először: jó nézni; próbálják meg!

İlki, izlemesi keyifli; deneyin.

Ekkor láttam először külföldieket, amerikaiakat.

Amerikalılara benzeyen yabancıları hayatımda ilk kez o zaman görmüştüm.

Először nem nagyon mertem megszólítani.

İlk başta onunla konuşmak için kendimi biraz fazla utangaç hissettim.

Először mérjük meg a lázát!

Önce senin ateşini ölçelim.

Hány évesen lettél először szerelmes?

İlk kez aşık olduğunda kaç yaşındaydın?

Először egy nyári délután találkoztak.

Bir yaz öğleden sonrasında ilk defa buluştular.

Mikor láttad először a Tatoebát?

Tatoeba'yı ilk kez ne zaman gördün?

Először a plafont fessük le.

Önce Tavanı boyayalım.

Először be kell fejeznem ezt.

- Önce bunu bitirmeliyim.
- Önce bunu bitirmem gerekiyor.
- Önce bunu bitirmek zorundayım.

Először engem kellett volna megkérdezni.

Önce aranmalıydım.

Ma láttam először mosolyogni Tomot.

Şu ana kadar bugün Tom'un gülümsediğini ilk kez gördüm.

Ez nem először történik velem.

Bu bana ilk kez olmadı.

Először is mutatnék neked valamit.

Önce, sana göstermek istediğim bir şey var.

Először egy tervre van szükségünk.

Önce bir plana ihtiyacımız var.

Először fejezd be a tanulmányaidat.

Önce eğitimini bitir.

Most először adtunk koncertet Bostonban.

Biz ilk kez Boston'da konser verdik.

Először velem kellett volna beszélned.

Önce benimle konuşmalıydın.

Miért nem ezt mondtad először?

Neden önce bana söylemedin?

Az ötlet először abszurdnak tűnt.

İlk başta, fikir saçma görünüyordu.

Tavaly életünkben először ellátogattunk Bostonba.

Geçen yıl ilk kez Boston'a gittik.

Először azt gondoltam, beteg vagyok.

Önce hasta olduğumu düşündüm.

- Nem emlékszem, mikor találkoztam vele először.
- Nem emlékszem, hogy mikor találkoztam vele először.

Onunla ilk tanışmamı hatırlamıyorum.

- Először is abba kell hagynod a dohányzást.
- Először is abba kell hagynia a dohányzást.

Öncelikle sigarayı bırakmalısınız.

És most először képesek vagyunk rá.

ve ilk defa bunu gerçekten yapabiliyoruz.

Először is: az összetett élet kifejlődését.

Birincisi, karmaşık hayatın evrimleşmesine imkan sağladı.

2007-ben vettem részt először diáktüntetésen,

Başkan en önemli haber ağlarından birini kapatınca

Először is egy domain name szerveren,

İlk olarak, bir alan adı sunucusuna,

Amikor először meghallottam a hangszer hangját,

Bu çalgının sesini ilk duyduğumda