Examples of using "Beszéljen" in a sentence and their turkish translations:
Bırak konuşsun.
- Açıkça konuşun.
- Açık konuş.
Lütfen daha yüksek bir sesle konuşun.
- Lütfen Fransızca konuş.
- Lütfen Fransızca konuşunuz.
- Lütfen Fransızca konuşun.
- Tom'un konuşmasına izin ver.
- Tom konuşsun.
Lütfen biraz yavaş konuşabilir misiniz?
Daha yavaş konuşun lütfen!
Lütfen yavaş konuşun.
Lütfen biraz daha yavaş konuşun.
Tom'un konuşmasına izin verelim.
Lütfen çok hızlı konuşma.
- Lütfen çok hızlı konuşma.
- Çok hızlı konuşma, lütfen.
Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?
Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
Sana Tom'la konuşmanı öneririm.
Tom Meryem'le konuşmaktan korkuyor.
Tom Mary ile konuşmak için geldi.
Lütfen mümkün olduğunca yavaş konuşun.
Lütfen yavaş konuşun.
Tom şimdi konuşmaya hazır.
Şimdi, bana kendin hakkında bir şey söyle.
Lütfen İngilizce konuşun.
Lütfen aileniz hakkında konuşun.
Keşke Tom'u benimle konuşturabilsem.
Tom'un çoğu kez Fransızca konuşma fırsatı yok.
Artık onun hakkında konuşma.
Mikrofona doğru konuşun.
Tom eğer istemiyorsa benimle konuşmak zorunda değil.
Tom kendi kusurlarından bahsetmekten çekinmiyordu.
O, herkesin önünde konuşmaya alışkındır.
Lütfen biraz daha yüksek sesle konuşabilir misin? Çok iyi duyamıyorum.
Okyanusa kireç koyma fikrini biraz açabilir misin?
Tom seninle konuşmakta ısrar ediyor.
Mary Tom'a aşık ama o, onunla konuşmak için çok utangaç.
Allah bir insana daha çok dinlesin ve daha az konuşsun diye iki kulak ve bir ağız verdi.
Tom, Mary'nin konuşmasını bekledi ama o konuşmadı.