Examples of using "Tisztán" in a sentence and their turkish translations:
ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu
- Seni çok iyi duyamıyorum.
- Sizi çok iyi duyamıyorum.
Odanızı temiz tutun.
- Açıkça konuşun.
- Açık konuş.
Biyolüminansı çok net görebilirler.
Odanı temiz tutmalısın.
O, her zaman saçını temiz tutar.
Bunu gerçekten hissedebiliyordum. O büyük yaratığı.
Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak
- Yavaş yavaş ve net bir şekilde konuşun.
- Yavaş ve tane tane konuş.
Hatırladığım en net şey, boş koridorda
Konser salonunun ön sırasında oturdular ve orkestrayı açıkça duydular.
Lütfen bu yeri onu bulmak istediğin kadar temiz bırak.
Hâlâ apaçık hatırlıyorum. Yedi ya da sekiz yıl önceydi. Tam olarak nerede? Sen de orada mıydın?
Biliyoruz ki, bir kedinin gözleri bir insanın gözlerinden çok daha fazla ışık aldığı için geceleri rahatlıkla görebilir.
"Esperanto: Avrupa veya Asya dili" denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.