Examples of using "üzenetet" in a sentence and their turkish translations:
Bir mesaj bırakmak ister misiniz?
Lütfen bir mesaj bırakın.
Mesaj bırak.
Mesajı aldın mı?
Onların hepsi sayfalanmıştı.
Mesaj bırakmalıyım.
Ben bir mesaj alabilir miyim?
Bir mesaj alır mısın, lütfen?
Bize bir mesaj gönder.
Mesajı gördüm.
Sana teslim edilecek bir mesajım var.
Sana bir mesaj bıraktım.
Bir mesaj bırakmak istemiyorum.
Tom'a bir mesaj gönderdim.
Mesajı bana telefonla gönderdi.
Biri sana mesaj bıraktı.
Tom'a bir mesaj gönder.
Tom'a bir mesaj bırakabilir miyim?
Bu mesajı iletin.
Tom bir mesaj bırakmadı.
Mesajı ona veririm.
Onlardan bir ileti aldım.
Onun için bir ileti alabilir miyim?
Florida'daki genç bir kızdan haber aldım,
ve her birine teşekkür yazısı gönderiyorum.
"Bir mesaj bırakmak ister misiniz?" "Hayır, teşekkürler."
Tom'dan bir mesaj daha aldım.
Tom'a birkaç mesaj gönderdim.
Bipten sonra mesajınızı bırakın.
Ben mesajı duyunca rahatladım.
Tom mesaja tekrar taktı.
Tom'a bir mesaj bırakmak isterim.
O bana bir mesaj gönderdi.
Ona mesajı vermeyi unuttum.
Tom'a önemli bir mesajım var.
Bana artık mesaj göndermeyin.
Bu mesajı, kırık bir kalple,
Tom'a bir mesaj vereceğim.
Tom Mary'nin cevaplama makinesine bir mesaj bıraktı.
Tom telefonuma birkaç mesaj bıraktı.
Sana bir mesaj vermem istendi.
Tom'un beni görmek istediğine dair bir mesaj aldım.
Mesajı daha bu sabah aldım.
Lütfen bip sesinden sonra bir mesaj bırakın.
son attığı tweetleri takip etmek çok kolay.
Tom sana bir mesaj vermemi istedi.
Tom, Mary'nin John'a bir mesaj iletmesini rica etti.
Sahilde yürüyüş yaparken şişe içinde bir mesaj buldu.
Tom'u anons edeceğim.
Sana mesaj göndereceğim.