Examples of using "értetődőnek" in a sentence and their turkish translations:
Tom her şeyi bir hak gibi görüyor.
Beni çantada keklik görme.
Hiçbir şeye kesin gözüyle bakmıyoruz.
Hiçbir şeyin kıymetini bilmezlik etme.
Hafıza o kadar olağan bir şey ki neredeyse kıymetini bilmiyoruz.