Examples of using "Magától" in a sentence and their turkish translations:
ve kendisinin de beklediği şekilde artık üretken değilse,
Yangın kendiliğinden söndü.
Ağaç kendiliğinden devrildi.
- Mum kendiliğinden söndü.
- Mum kendi kendine söndü.
Mum kendiliğinden söndü.
Kapı kendisi açıldı.
Işık kendiliğinden söndü.
Kapı kendisi açıldı.
Tom her şeyi bir hak gibi görüyor.
Beni çantada keklik görme.
Mum kendi kendine söndü.
Hiçbir şeye kesin gözüyle bakmıyoruz.
Hiçbir şeyin kıymetini bilmezlik etme.
Tom açıkça mutluydu.
Bu küçük yaranın kendisi iyileşecektir.
çünkü siz bana kendime duyduğum sevgiden daha çoğunu gösterdiniz." dedi.
- Problem kendiliğinden çözüldü.
- Sorun kendiliğinden halloldu.
En başta yanlış teşhis konulduğu için
Sağlığın servetten daha önemli olduğunu söylemeye gerek yok.
Tom Mary'nin mutfakta ne yaptığını merak etti.
Hafıza o kadar olağan bir şey ki neredeyse kıymetini bilmiyoruz.
- O çok basit.
- Bu üzerinde çok düşünülmesi gerekmeyen bir konu.
- Sigara içmenin sağlık için zararlı olduğu apaçık.
- Sigara içmenin sağlık için zararlı olduğunu söylemeye gerek yok.